Türkiye’nin ve İstanbul’un ikinci, en yoğun ve en önemli havalimanı uzun bir süredir beceriksiz yönetim ve pist sorunuyla uğraşıyordu. Ulaştırma Bakanlığı ve ilgili kurumlarına bu havalimanına destek olmaları için koordinasyon görevi verildi. Ancak bu görevle birlikte işler daha da kötüye gitmeye başladı. 4 yılda dünyanın en büyük havalimanlarındanbirisini, İstanbul Havalimanı’nı yapıp, faaliyete sokan ülkemizin ilgili otoriteleri 12 yıldır bir pisti tam anlamıyla yapıp hizmete sokamadılar. ikinci pistin açılışı yapıldı, ama ne zaman tam anlamıyla kullanılacağı meçhul.
Malaysia Airports Holdings Berhad’ın (MAHB) yetkililerinin beceriksiz yönetimine ilave olarak Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ayrıca terminal sorunu da var. Uzun süre Sabiha Gökçen’e uçmak isteyen yabancı havayollarına uçuş izni verilmedi. Ama şimdi Türk Hava Yollarının iştiraki AJet de burayı merkez olarak kullanmaya başlayınca yoğunluk daha da arttı. Çözüm tarafında ise bir hareket yok. Ben bu köşeden koordinasyon ve meydan otoritesi yönetiminin Ulaştırma Bakanlığı ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nde olmasını çok yazmıştım. Sonunda öyle oldu. Ama keşke yazmasıymışım. İşler de bu noktaya gelmeseydi.
Sabiha Gökçen Havalimanı meydan otoritesi HEAŞ, sektör tecrübesi, bilgisi, birikimi olmayan belediye kökenlilere emanet edildi. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı’ndayken (SSB) havacılık tecrübesi ve birikimi olan bir ekip gibi tecrübeli kadro söz konusu değil. Açıkçası buraya sahip çıkılmadı. İstanbul Havalimanı’na alternatif gibi görülüp, kötü yönetilmesine sebep olundu. Sabiha Gökçen’in acilen ve zaman kaybetmeden asıl sahibine, burayla dertlenecek kurumu olan SSB’ye geçmesi lazım. Aksi halde bu şekilde bir yere varması zor.
Öte yandan hafta içi haber.aero’da şöyle bir haber yer aldı: “İstanbul’un stratejik kapısı Sabiha Gökçen Havalimanı, 4 milyar dolarlık dev bir anlaşmayla yeni sahiplerini arıyor.”
Malezya ve Birleşik Arap Emirliklerinin (BAE) önde gelen yatırım şirketlerinin liderliğindeki bir konsorsiyum tarafından Sabiha Gökçen Havalimanı’nın da içinde olduğu gurup (MAHB) satın alınmak üzereymiş. Malaysia Airports Holdings Berhad’ın (MAHB) tüm hisseleri için yapılan bu teklif, yaklaşık 4 milyar dolar değerindeymiş.
MAHB bünyesinde Sabiha Gökçen, Maleka ve Kuala Lumpur olmak üzere üç havalimanı bulunuyor. Satın almak isteyen konsorsiyum ise Malezya hükümeti destekli Khazanah Nasional, Employees Provident Fund (EPF) ve New York merkezli Global Infrastructure Partners (GIP) gibi güçlü ortaklardan oluşuyor. Ama bir fon, işletmeci yok. Operasyon tarafı, işletmecilikleri yine sıkıntılı olabilir mi, bilmiyorum.
Teklif onaylanması halinde Khazanah’ın MAHB’deki payı %33’ten %40’a, EPF’nin payı ise %8’den %30’a yükselecekmiş. Bu da Malezyalı kuruluşların MAHB’nin %70’ine sahip olacakları anlamına geliyor. Yani Sabiha Gökçen’deki kötü gidişat ne kadar değişecek belli değil. Konsorsiyumun geri kalan %30’luk hissesi ise BAE’nin en büyük devlet fonu ve GIP tarafından paylaşılacakmış.
Öte yandan MAHB ve IC Holding, Sabiha Gökçen’de yüzde 50 hisseyle ortaklık kurduğunu Aralık 2023’te açıklamıştı. Sabiha Gökçen’de IC Holding dönemi başlamış, ama ortaklık işlemleri tam anlamıyla bitmemişti. Bunun üzerine bir gelişme daha oldu. Acaba yeni gelişmeden IC Holding etkilenecek mi? Yoksa tamamını alabilmek için bir fırsat mı söz konusu? Ayrıca buranın asıl sahibi SSB, bu gelişmelere nasıl bakıyor? Bu gelişmeler üzerine bir açıklama yapılması gerekmez mi?
Görüldüğü üzere yoğun sezona girerken Sabiha Gökçen Havalimanı’nda işler az değil, epeyce karışık bir hal almış durumda.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.