Eğer teknik bir sorun çıkmaz ise KAAN 27 Aralık’ta ilk uçuşunu yapacak. Bu tür test uçuşlarında birçok bileşenin aynı anda uyumlu olması gerekir. Çeşitli uçak projelerinden biliyorum en basit eksiklik, teknik ekibin onay vermeyeceği küçük bir aksaklık veya sorun nedeniyle uçuş ertelenebilir. Bu sebeple 27 Aralık önemli, ama kesin uçuş yapılacak gibi de düşünmeyelim. Eğer KAAN ilk uçuşunu yaklaşık 10 gün sonra yaparsa, bu uçuş aynı zamanda sonsuz uçuşlarının da başlangıcı olacaktır. Çünkü kendini geliştirmesi için daha çok uçuşlar yapması gerekecektir. Tıpkı yavru kartallar gibi bu da onun ilk kanat çırpışı olacak.
Fakat ülkemizin havacılık serüveninde Milli Muharip Uçağımız (MMU) KAAN’ın çok ayrı bir yeri olacak. KAAN için atılan her adımda Türkiye küresel ölçekte çok şey öğrenecek. Kimin yanımızda durduğunu, kimin karşı çıktığını, teknoloji paylaşımında, ürün tedarikinde hangi ülkelerin bize sıkıntı çıkaracağını yaşayıp görmeye devam edeceğiz. KAAN bir kırılma noktası olacağından ciddi tecrübeler yaşayacağız ve milli motorla uçmaya başladığı an geldiğinde ise Türkiye birçok prangayı söküp atmış olacak. Bu sebeple KAAN sadece bir 5’nci nesil savaş uçağı değil, neslimizi gelecek taşıyacak önemli bir projedir.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, KAAN’ın yıl sonuna kadar ilk uçuşunu yapacağını duyurmuş ve KAAN’ı şöyle tarif etmişti: “Savunmada bir şey “stratejik aset” ise onun yerine başka bir şey konulamaz. Stratejik olan ürünün de yüzde 100 milli olması gerekir. Şu an KAAN’ın motoru ve bir sorun olduğunda pilotun kendisini kurtarması için kullanacağı fırlatma koltuğu yurt dışından. Gerisi yerli ve milli. Yerli ve milli motor için çalışıyoruz. Fırlatma koltuğunu da yüzde 100 yerli yapacağız.”
Netice itibariyle Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in de büyük bir heyecanla işaret ettiği üzere Türkiye’nin 5’inci nesil muharip uçağı KAAN’ın uçmasına az kaldı. Ümidimiz ve beklentimiz 2028’te tamamlanması beklenen yerli motorla KAAN’ın uçması ve sonra da en kısa sürede Türk Silahlı Kuvvetler (TSK) envanterine girmesi…
İkinci heyecanla beklediğimiz hadise ise uzay yolculuğumuz. Türkiye’nin ilk uzay yolcusu, ilk astronotu olacak Alper Gezeravcı, yaklaşık 20 gün sonra 9 Ocak 2024’te yolculuğuna çıkacak. Havacılıkta tarihler değişebilir, ertelenebilir. Onun için limitli konuşmak gerekir. Ben, Güney Amerika’daki Fransız Guyanası’na kadar gidip, uydumuzu hava şartları sebebiyle gönderememe tecrübesini yaşadım. Dolayısıyla KAAN’ın ilk uçuşuna da ilk Türk astronotumuzun seyahatine de bu çerçevede bakmak lazım. Yani kesin gözüyle değil, gerçekleşme ihtimali limitlere bakalım.
İlk Türk astronot Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gidecek. Haklı olarak da ilk Türk astronot olmaktan onur ve gurur duyuyor. Türk Hava Kuvvetleri ile Türk Hava Yollarında 20 yıldan fazla uçuş tecrübesi olan bir isim. Ama bu uçuş bambaşka bir şey. NASA’nın Houstun Uzay Merkezi’nde geçirdiğim kısa zamanlar bile beni heyecanlandırmıştı. Uzay yolcusu Gezeravcı’nın hislerini düşünemiyorum…
Türk astronot bir ekiple yola çıkacak. Bu sebeple kullanılan ifade şöyle: “Ocak ayında yola çıkmaya hazır olacağız.” Hazır olup, şartların da hazır olmasını beklemek gerekiyor.
Ocak 2024’te fırlatılması planlanan ve yaklaşık 14 gün sürmesi beklenen uçuş, Axiom Space tarafından gerçekleştirilecek ve bir Crew Dragon uzay aracı kullanılacak. Uzay aracı Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nde bulunan Fırlatma Kompleksi 39A’dan kalkacak. Oradan Uluslararası Uzay İstasyonu’na uçacak. Görev tamamlandığında okyanusa düşecek.
İlk Türk astronotun çıkacağı uzay yolculuğu için heyecanlanan bir diğer isim ise Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır. Büyük ihtimalle Bakan Kacır ve Türkiye’den bir ekip de Florida’da ilk Türk astronotu yolcu etmek için hazır olacak. Türkiye Uzay Ajansı (TUA) uzay çalışmalarında daha kapsamlı ve sistematik bir yaklaşımla hareket etmek amacıyla 5 yıl önce kuruldu. Milli Uzay Programı’nın ilk adımlarından birisi de “Türk Astronot ve Bilim Misyonu” hedefiydi. Kısa sürede bu TUA’nın bu düzeye gelmesi önemlidir. TUA Başkanı Yusuf Kıraç’ı bundan sonra diğer misyonlar bekliyor. Bu seyahat aynı zamanda Türkiye’nin uzay çalışmaları için de önemli bir başlangıç olacaktır.
Üçüncü ve son önemli gelişme ise hava savunma sisteminin zirvesi SİPER’de yaşandı. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün’ün dikkat çektiği üzere hava savunma sistemlerinde 8-10 yıl önce yerli ve milli ürünler çok fazla yoktu. Ama şu an yerli ve milli hava savunma sistemlerinin katmanlarını konuşuyoruz. Korkut, Sungur ve HİSAR-A, HİSAR-O derken zirveye yaklaştık. En üst katmanda gök vatanımızın savunacak SİPER sisteminin bu yıl testleri yapıldı. Gelecek yıl 2024’te ise seri üretimine geçilip, Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine girecek.
Hafta için Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından, Hava ve Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaçlarını karşılamak için “SİPER Ürün-1 ve HİSAR Projelerinin Seri Üretim Sözleşmeleri İmza Töreni” Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler refakatinde gerçekleşti. Bundan sonra gözler SİPER’in gelişiminde imzası olan, Türkiye’yi hava savunma sisteminin zirvesiyle tanıştıran TÜBİTAK SAGE, Roketsan ve ASELSAN’da olacak. Üç kurumumuzu da tebrik ediyorum. Öyle görünüyor ki 2024’te çok güzel şeyler yaşayacağız…
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.