Havacılık sektöründe rekabet her açıdan önemlidir. Kaliteyi artırır, maliyetleri aşağı çeker ve müşteri memnuniyetini yukarı çeker. Yolcu için pazar ne kadar şeffaf olursa rekabette o kadar yüksek seviyede yaşanır. Ancak havayollarının etkin rekabet yapabilmesi için sektör paydaşlarının ve özellikle regülasyon tarafında kamunun da açık desteği gerekir. Her türlü maliyetin havayollarına dolayısıyla yolcuya yükleme anlayışı hem rekabeti zorlaştırıyor hem de hem hava ulaşımının etkin gelişimini engelliyor.
Avrupa’nın havayollarının düşün rekabet yapısını Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği – IATA’nın Hindistan Yeni Delhi’de gerçekleşen Genel Kurul Toplantısı’nda (IATA AGM) değerlendiren IATA Avrupa Bölge Başkan Yardımcısı Rafael Schvartzman, havayollarının kâr marjları göz önüne alındığında, ekstra maliyetlere katlanmak zorunda olduklarına dikkat çekerek, bu durumun muhtemelen seyahat talebini düşüreceğine vurgu yaptı. Böyle bir gelişme daha az yolcu, daha az rota ve daha az frekans anlamına geleceğinden sektörde iş ve ekonomik imkanların da daralmasına sebep olacaktır.
Avrupa’nın rekabet gücünü artırmak için Avrupa hava taşımacılığının rekabet gücünü artırılması gerektiğine işaret eden IATA Avrupa Bölge Başkan Yardımcısı Schvartzman, rekabet gücünü artırmak için dört hususu dikkat çekti:
1. Tüketici tarafında düzenleme yapılması,
2. Sürdürülebilirlik başlığı altında incelenen SAF yakıt meselesi,
3. Havayolu biletlerinin vergi yükü,
4. Havalimanı ve Hava Seyrüsefer Hizmet Sağlayıcıların / ANSP’lerin (Air Navigation Service Providers) maliyetleri.
IATA, hemen hemen her toplantıda havalimanı vergilerinin bilet fiyatları üzerindeki maliyetlerini dikkat çekiyor. Ancak henüz bir netice alabilmiş değil. Küresel ölçekte ise bu maliyetler en fazla Avrupa hava taşımacılığının rekabet gücü üzerinde etkili oluyor. Devletlerin siyasi tercihleriyle ortaya çıkan bu tabloya çözüm bulunması isteniyor. Kısacası hükümetlerin havayolları üzerinden ekstra gelir sağlanmasının makul hale getirilmesi talep ediliyor.
Avrupa’ya göre Türkiye’deki havayolları daha avantajlı gibi olsa dahi Avrupa’nın en pahalı hizmet veren havalimanlarına sahip olmamız yolcu memnuniyeti açısından sürekli gündem oluyor. Devlet, ülkemizde en fazla trafiğe sahip olan havalimanlarının maliyetini yolcudan çıkarıyor. Bu durum da en başta bilet fiyatlarına yansıyor. Bir süre sonra Türkiye’de bu konu tartışılmaya başlanacaktır.
Ayrıca herhangi bir nedenle uçuşlarda gecikme yaşandığı zaman yolcunun muhatabı olarak direkt havayolları sorumlu tutuluyor. Müeyyideler de havayollarını uygulanıyor. Bu da havayollarının rekabetçi yapısını bozuyor, kar marjlarını düşürüyor. Özellikle 3 saati aşan uçuşlarda tazminat uygulamasını eleştiren IATA Avrupa Başkan Yardımcısı, bunun 5 saate çıkarılması için çalıştıklarını belirtti.
SAF olmayalım sürdürebilirlik zor
Havacılık sektörünün 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşma hedefi var. Bu seviyeye ulaşabilmek için de sektörün ve hükümetlerin birlikte çalışması gerekiyor. Ancak Avrupa Birliği’nde böyle bir destek yok, ama düzenlemeler var. Sürdürülebilirlik adına havayollarına getirilen şartlar da maliyetleri artırıyor. Sürüdürülebilir Havacılık Yakıtı – SAF, kullanımının 2030’da yüzde 6’ya yükselecek olmasından doğrudan havayolları sorumlu olacak, maliyetlerine onlar katlanacak. Katı kurallarla devreye sokulmak istenen SAF uygulaması doğal olarak havayollarının operasyon maliyetleri artıracak ve uçak biletleri pahalı hale gelecek.
IATA yetkilileri, hükümetlerin vergi tahsildarları için havayollarının harika seçenek olduğunu her fırsatta belirtiyorlar. Biletler üzerinden alınan yolcu vergisi için de İsveç’teki gelişmeyi de olumlu bir örnek olarak veriyor. Çünkü İsveç bu vergiyi kaldırdı. Uygulama Temmuz’dan itibaren geçerli olacak. Almanya da benzer görüşü savunuyor. Peki, Türkiye’de bu vergi kalkar mı?
Havalimanları ile ANSP altyapı maliyetleri de her yıl artıyor. Diğer taraftan buralarda hızla önlem alınmadığı için uçuşlarda gecikmeler yaşanıyor. Hava Trafik Kontrolleri tarafında Avrupa Birliği’nde zamanında iyileştirmeler olmadığı için geciken uçuşların faturasını da havayolları ödüyor.
Avrupa’nın havayolları sorunlar demek önemli ölçüde Türkiye’nin havayolları meselesi anlamına da geliyor. Fakat yine de Türkiye’de başta Türk Hava Yolları (THY) olmak üzere Pegasus, Corendon, SunExpress gibi havayollarımız Avrupalı rakiplerine göre daha avantajlı. Avrupa’daki bazı kronik meseleler ülkemizde yok. Fakat neticede Avrupa’daki sıkıntılar Türkiye’yi de yakından ilgilendirmektedir. COVID-19 sonrasını iyi geçirdik, ama artık dünyada pandemi etkisi geçti ve rekabet yoğunlaşıyor. Avrupa ile birçok ortak problemlerimiz söz konusu, çözümü için bizim yetkililerin de şimdiden kafa yorması gerekiyor.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.