• Hakkımızda
  • İletişim
  • Uçuş Bilgileri
  • Fırsatlar
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
15 Aralık 2025
  • Ana Sayfa
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Fırsatlar
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
  • ENGLISH
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Fırsatlar
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
  • ENGLISH
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Prof. Dr. Fahrettin Öztürk

Yabancı dil eğitiminin kronik sorunları ve çözüm önerileri

15-12-2025 07:15
0
Yabancı dil eğitiminin kronik sorunları ve çözüm önerileri

Fotoğraf: AA

PaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaş

Ülkemizde yabancı dil eğitimi, yıllardır tartışılan ancak bir türlü istenilen seviyeye çıkarılamayan kronik bir sorun. Okullarda yıllarca İngilizce veya farklı bir yabancı dil eğitimi almasına rağmen, öğrencilerin çoğu hedef dilde akıcılık kazanamıyor. Peki, neredeyse kreşten başlayıp tüm eğitim hayatı boyunca yabancı dil dersi gören bir öğrenci neden istenilen düzeyde ve akıcılıkta konuşamıyor? Hatta büyük bölümü hiç konuşamıyor. Bunun nedeni sadece eğitim sistemi mi, yoksa daha derin yapısal sorunlar mı var?

Öncelikle dil öğrenmenin yalnızca ders saatleriyle sınırlı bir süreç olmadığını kabul etmek gerekiyor. Dil; pratik yapıldıkça, günlük hayatta sık kullanıldıkça öğrenilir. Ancak mevcut sistemde genellikle teoriye odaklanılması, ezberci ve sınav odaklı bir yaklaşımın hâkim olması, kısıtlı ders saatleri bu süreci zorlaştırıyor. Ders sayısının az olması sebebiyle öğrenciye yalnızca kelime bilgisi ve dilbilgisi kuralları yükleniyor. Konuşma, dinleme ve iletişim becerileri çoğu zaman ihmal ediliyor ya da ikinci plana atılıyor. Anadili olan birinin bile bilmediği, üstelik hayatımızın hiçbir aşamasında karşımıza çıkmayacak dilbilgisi kurallarının ısrarla öğretilmek istenmesinin gerçekten mantığını anlamakta zorluk çekiyorum. Öğrenme sürecini gereksiz yere zorlaştıran bu yöntem yüzünden hiçbir çocuğumuz yeterince dil öğrenemiyor. Oysa dil, kurallardan çok, kullanım içinde doğal olarak gelişen bir yapıdır.

Bir diğer önemli sorun, öğretmen yetiştirme sürecinde karşımıza çıkıyor. Yabancı dil öğretmenlerinin bir kısmı, öğrettikleri dili akıcı ve özgüvenli bir şekilde kullanamıyor. Eğitim fakültelerinde verilen pedagojik formasyon ve dil eğitimi, pratiği destekleyecek şekilde tasarlanmadığından bu eksiklik zincirleme bir şekilde sınıf ortamına yansıyor. Öğretmenler sınırlı bir şekilde model olabildiği için öğrenciler de dili aktif olarak kullanmayı öğrenemiyor. Ayrıca sınıf mevcutlarının kalabalık olması, bireysel ilgiyi ve konuşma pratiğini neredeyse imkânsız hâle getiriyor. Bu sorunu çözmeye çalışan özel okullar ana dili İngilizce (ya da bir başka yabancı dil) olan öğretmenler istihdam etme yoluna gitseler de bu yaklaşım genele yayılamadığı için soruna bütünsel anlamda çözüm getiremiyor.

Müfredatın yapısı, ders saatlerinin yetersizliği ve en önemlisi de dersin içeriği sorunun ana kaynağı. Haftada sadece birkaç saatle sınırlı derslerle öğrencilerin dili içselleştirmesi ve kendilerini ifade edebilir hâle getirmesi oldukça zor. Başarılı ülkelerde yabancı dil eğitimi erken yaşta başlayıp günlük hayatın bir parçası hâline gelirken; Türkiye’de öğrenciler sınıfta öğrendikleri ile kalıyor ve dışarıda da pratik yapma imkânları olmadığı için bu bilgiler de kısa sürede unutuluyor.

Tabii bu noktada sosyal, kültürel ve ekonomik faktörleri de göz ardı etmemek lazım. Türkiye’de yabancı dil öğrenmeye karşı bazen yeterli motivasyon oluşmuyor. Birçoğumuz yeterli ekonomik gelir düzeyinde olmadığımız için gençlerin ve çocukların yurt dışına eğitime gönderilmesine imkân sağlayamıyoruz. Eğitimin yanı sıra yabancı dil öğrenmeyi destekleyen, turistik seyahatler, dünya gezileri veya değişim programlarına katılmaları da finansal açıdan zor olduğu için bu konuda yeterince ilerleme kaydedilemiyor ve dil öğrenilmesi eksik kalıyor. Gençler, artan maliyetler nedeniyle yurt dışı kapılarının yüzlerine kapandığını hissettiklerinde, o kapıyı açacak anahtarlardan biri olan yabancı dili öğrenme motivasyonunu da kaybediyorlar. Medyada ve toplumda da dilin aktif kullanımı sınırlı olduğu için, çoğu kişi çevresinde pratik yapabileceği bir ortam da bulamıyor.

Teknolojinin sunduğu fırsatlar da ne yazık ki yeterince değerlendirilmiyor. Dil öğreniminin artık internet, uygulamalar ve dijital içeriklerle desteklenebilecek bir noktada olmasına rağmen; okullarda ve evlerde bu imkânlar yeterince etkin kullanılmıyor. Öğrenciler, interaktif platformlar yerine hâlâ çoğunlukla ders kitaplarına ve geleneksel yöntemlere mahkûm ediliyor. Oysa doğru kullanılan dijital araçlar, öğrenme hızını artırabilir ve dili gerçek bağlamlarda deneyimleme fırsatı sunabilir noktaya erişmiş durumda. Bu teknolojiler sayesinde öğrenciler, dünyanın dört bir yanından insanlarla iletişim kurarak dili canlı bir şekilde uygulama şansı bulabilirler. Eğitim sürecinin bu gelişmelere uyum sağlaması, dil öğrenimini çok daha etkili ve cazip hale getirecektir.

Tüm bu olumsuz tabloya rağmen, Z kuşağı ve sonrası için şaşırtıcı bir öğrenme alanı kendiliğinden doğmuş durumda: Online oyun dünyası. Geleneksel eğitim sisteminin vermekte zorlandığı dil yetkinliğini, gençler sanal oyun ortamlarında kazanıyorlar. Özellikle çok oyunculu (multiplayer) oyunlarda takım arkadaşlarıyla strateji kurmak, anlık sözlü iletişim sağlamak veya oyun içi görevleri anlamak zorunda kalan yeni nesil, İngilizceyi ‘maruz kalarak’ öğreniyorlar. Bu süreçte dil bir ders değil, oyunun devamlılığı için zorunlu bir araç haline dönüşüyor. Öyle ki, sadece oyun oynayarak ve küresel oyuncularla sohbet ederek İngilizceyi pratik yapan bu gençlerin birçoğu, üniversiteye başladıklarında hazırlık sınıfını atlayacak düzeyde (B2-C1 seviyesinde) dil becerisine sahip olabiliyorlar. Oyun ortamında başlayan arkadaşlıklar oyun sonrası sohbet ortamlarına taşınarak hem uluslararası arkadaşlıkların gelişmesine hem de yabancı dil kullanımının oyun dışı konularla çeşitlenmesine yardımcı oluyor. Bu durum, doğru motivasyon ve ortam sağlandığında gençlerin dil öğrenme kapasitesinin ne kadar yüksek olduğunu kanıtlıyor.

Sonuç olarak; Türkiye’de yabancı dil eğitimi yalnızca müfredat meselesi değil; öğretmen niteliği, teknoloji kullanımı ve sosyo-ekonomik faktörleri de kapsayan çok katmanlı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar özel okullar bu konuda inisiyatif alıp çeşitli çözümler üretmeye çalışsa da bu çabalar ülke geneline yayılan bütüncül ve kapsayıcı bir iyileşme sağlamaktan uzak kalıyor. Başarı, yalnızca ders saatlerini artırmakla değil, eğitimin bütüncül olarak yeniden tasarlanmasıyla mümkün olacaktır. İnteraktif içeriklerin arttırılması, yabancı dilin günlük hayatın bir parçası haline gelmesini sağlayacak etkinliklerin oluşturulması ve belki de okul saatleri dışına taşan konuşma ve dinleme becerilerine yönelik aktivitelerin planlanması bu yönde atılacak önemli adımlar olarak karşımızda duruyor. Türkiye’nin bu alanda başarılı olabilmesi için dili bir “ders” olarak değil, bir iletişim ve kültürel etkileşim aracı olarak görmesi şarttır.

Bugün atılacak adımlar, gelecek nesillerin küresel iletişimde daha özgüvenli ve donanımlı olmasını sağlayacaktır. Türkiye, genç nüfusu ve dijital imkânlarıyla yabancı dil eğitiminde büyük bir potansiyele sahip; yeter ki bu potansiyeli doğru stratejilerle harekete geçirelim. Gelişen ve büyüyen dünyada artık bir yabancı dil bile yeterli değil. Birden fazla dil bilen kişiler, geleceğe bir adım önde başlıyor. Türkiye, kendi dilini koruyarak bir veya iki yabancı dili öğrenen gençler yetiştiren bir ülke haline gelmelidir. Gerekli adımların atılması elzemdir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Yabancı dil eğitiminin kronik sorunları ve çözüm önerileri

Yönetimde şeffaflık: Güvenin anahtarı ve etkinliğin ölçüsü

Sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı: Katma değerli üretim

Kalabalıklar içinde kaybolmak mı, uyum sağlamak mı?

Karar verebilmek!

Seri imalatın önündeki zorluklar

Çocuklar sanata neden bu kadar ilgisiz?

Bir başkasının penceresinden bakabilmek: Empati!

Gökyüzünde ustalık: Tecrübenin kanatlarında yükselmek

Konfigürasyon yönetimi: Mühendislik projelerinde kalite ve izlenebilirlik güvencesi

Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.

Bildirimleri kapat
Önceki yazı

İstanbul Havalimanı 2026’da Avrupa lideri olacak

Sonraki yazı

Bakan Bayraktar: Nadir toprak elementleri milli menfaatle değerlenecek

İlgiliYazılar

İçerik Yok
Sonraki yazı
Bakan Bayraktar: Nadir toprak elementleri milli menfaatle değerlenecek

Bakan Bayraktar: Nadir toprak elementleri milli menfaatle değerlenecek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SÜRMANŞET

Füze limandaki Türk gemisini vurdu

Füze limandaki Türk gemisini vurdu

13/12/2025
Pegasus’tan 2025’in ilk çeyreğinde 62 milyon euro zarar

Pegasus, Smartwings için Hollanda yolunu seçti

12/12/2025
Selçuk Bayraktar nükleer enerjiye dikkat çekti! Yeni şirket kurduklarını açıkladı

Selçuk Bayraktar nükleer enerjiye dikkat çekti! Yeni şirket kurduklarını açıkladı

12/12/2025
Kongre altıncı nesilde dengeleri sarstı: F-47 öne çıktı, F/A-XX baskıda

Kongre altıncı nesilde dengeleri sarstı: F-47 öne çıktı, F/A-XX baskıda

12/12/2025

Öne Çıkanlar

Jandarma’ya 16’ncı ATAK helikopteri teslimatı

Jandarma’ya 16’ncı ATAK helikopteri teslimatı

15/12/2025
Lufthansa’nın 747-8 satışı Air Force One’ı gündeme taşıdı

Lufthansa’nın 747-8 satışı Air Force One’ı gündeme taşıdı

15/12/2025
Kanada’dan 400 milyon dolarlık Global 6500 anlaşması

Kanada’dan 400 milyon dolarlık Global 6500 anlaşması

15/12/2025
Austrian’da filo değişimi: Embraer dönemi bitiyor

Austrian’da filo değişimi: Embraer dönemi bitiyor

15/12/2025
Havacılık, Savunma, Uzay ve Teknoloji Haberleri

Haber.aero haber içerikleri (fotoğraf, yazı, video) kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, içeriklerin tamamı kullanılamaz.  Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

  • Künye
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Uçuş Bilgileri
  • Gizlilik Politikası

Copyright ©️ 2021- Tüm haklar saklıdır. HTS İletişim A.Ş. Türkiye'nin Havacılık, Turizm ve Savunma Sitesi

Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Alper Eliçin
    • Prof. Dr. Fahrettin Öztürk
    • Editör
    • Bir Görüş
  • English
  • Fırsatlar
  • Gizlilik Politikası
  • Künye

Copyright ©️ 2021- Tüm haklar saklıdır. HTS İletişim A.Ş. Türkiye'nin Havacılık, Turizm ve Savunma Sitesi

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist