• Hakkımızda
  • İletişim
  • Uçuş Bilgileri
  • Fırsatlar
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
22 Aralık 2025
  • Ana Sayfa
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Fırsatlar
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
  • ENGLISH
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Fırsatlar
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
  • ENGLISH
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Prof. Dr. Fahrettin Öztürk

Sosyal medyanın sessiz kimlik devrimi

22-12-2025 08:36
0
Yerli Rus yolcu uçağı Tu-214 Kazan’dan havalandı

Fotoğraf: AA

PaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaş

Sosyal medyanın günlük hayatımıza nasıl girdiğini artık kimse tartışmıyor; asıl odaklanılan nokta, bu durumun neleri değiştirdiği ve dönüştürdüğüdür. En görünür ve aynı zamanda en sessiz dönüşüm ise bireysel kimliğimizde yaşanıyor. Yıllar önce kim olduğumuzu büyük ölçüde yüz yüze ilişkiler, fiziksel çevre ve kişisel deneyimler belirlerken; bugün görünmez bir algoritmalar ağı, bizi biz yapan parçaları yeniden şekillendiriyor. Her gün parmağımızla kaydırdığımız o bitmek bilmez akış, aslında iç dünyamızdan da bir şeyleri sürükleyip götürüyor.

Sosyal medyada var olma çabası, insanın kabul görme ve beğenilme arzusunun modern bir yansımasıdır. Ancak bu arzu zamanla doğallığın yerini tasarlanmış bir benliğe bırakmasına neden oluyor. Paylaştığımız kareleri, kurduğumuz cümleleri, hatta yansıttığımız duyguları bile başkalarının algısına göre kurguluyoruz. Bir bakıma kendimizi ötekinin bakışı üzerinden yeniden inşa ediyoruz. Dahası, bu süreç çoğu zaman farkında olmadan işliyor. Gerçek ben ile görünmesi istenen ben arasındaki makas açıldıkça, kimliğimizde ince ama derin bir çatlak oluşuyor.

Bu çatlak, bilhassa gençlerde çok daha belirgin. Kimlik arayışının en yoğun olduğu dönemde sosyal medya hem bir sahne hem de bir ayna işlevi görüyor. Fakat bu sahne, sürekli alkış beklenen bir podyuma; ayna ise filtrelerle parlatılmış bir yanılsamaya dönüşüyor. Böyle bir iklimde kişi, kendi değerini içsel bir dengeden ziyade dışarıdan gelen geri bildirimlerle ölçmeye başlıyor. Beğeni sayısının ruh halini belirlediği, bir yorumun günün akışını değiştirdiği anlara hepimiz şahitlik ediyoruz. Bu durum, bireyin kendi iç sesini bastırıp kalabalığın gürültüsünü referans almasına yol açıyor. Oysa kimlik, sadece başkalarıyla kurduğumuz bağlar ile değil, kendimizle baş başa kaldığımız sessiz ve başkalarıyla paylaşamadığımız anlarda filizlenir. Dijital gürültünün hiç eksilmediği çağımızda, kendiyle kalma becerisini kaybeden kişiler, dışarıdaki kalabalığa her dokunuşunda aslında özündeki o sese biraz daha yabancılaşır.

Bununla birlikte dijital dünyanın sunduğu çoklu kimlik alanı, kişinin benliğini parçalara ayırabiliyor. Farklı platformlarda farklı maskelerle var olmaya başlıyoruz: Bir mecrada ciddi, diğerinde esprili, bir başkasında politik ya da tamamen sessiz. Günün sonunda zihnin bir köşesinde “Hangisi gerçek ben?” sorusu yankılanıyor. Bu çoğul benlik hâli, modern insanın özgürlüğü gibi pazarlansa da aslında içsel bütünlüğü zedeliyor. Kişinin kendini farklı alanlarda özgürce ifade etmesi elbette kıymetlidir; ancak bu ifade iç gerçekliğin bir yansıması olmaktan çıkıp bir performansa dönüştüğünde kimlik, adeta bir sunum dosyasına dönüşüyor.

Sosyal medya kimliği sadece davranışlarımızı değil, duygusal dünyamızı da manipüle ediyor. Kıskançlık, yetersizlik hissi, başarı baskısı ve görünür olma zorunluluğu, algoritmaların çarkları arasında tetikleniyor. Kullanıcıyı ekrana kilitlemek üzerine kurulu bu sistem, kıyaslamanın en güçlü duygusal tuzaklardan biri olduğunu çok iyi biliyor. Başkalarının zirve anlarının peş peşe sıralandığı bir vitrinde, kendi sıradanlığımız gözümüze bir kusur gibi görünüyor. Oysa kimlik, sıradanlığımızla da bir bütündür; hatta çoğu zaman sahicilik tam da bu sıradanlığın üzerinde yükselir.

Bu dijital dönüşümün gözden kaçan bir diğer boyutu ise anı yaşama biçimimizde meydana getirdiği tahribattır. Artık bir deneyimi sadece o deneyimin kendisi için değil, paylaşılabilir bir içeriğe dönüşme potansiyeli için yaşıyoruz. Bir manzaraya bakarken hissettiğimiz huzurdan ya da keyiften çok, o manzaranın ekranda nasıl görüneceği kaygısı zihnimizi işgal ediyor. Deneyim ile bellek arasına kamera lensi girdiğinde, anılarımız da bize ait olmaktan çıkıp kamusal bir veriye dönüşüyor. Yaşanmamış ama kaydedilmiş anlar biriktirmek, kimliğimizi geçmişe bağlayan o gerçek hafıza köprüsünü de yavaş yavaş yok ediyor.

Elbette tüm bu dönüşümlere rağmen sosyal medyayı yalnızca olumsuz bir güç olarak görmek haksızlık olur. Kimi zaman tam tersine; kişinin kendini bulmasına, ifade etmesine ve sesini duyurmasına olanak tanır. Birçok insan fiziksel dünyada dile getiremediği düşünceleri dijital ortamda söyleyerek özgüven kazanmakta; benzer deneyimleri paylaşanlarla temas ederek kimliğini pekiştirmektedir. Sosyal medya, bireyin iç dünyasını dışa vurması için eşsiz bir pencere olabilir; buradaki asıl mesele, bu pencerenin ne kadarını kendimiz ne kadarını seyirciler için araladığımızdır.

Bugün sorulması gereken asıl soru, sosyal medyanın kimliğimizi etkileyip etkilemediği değil; bizim bu etkiyi ne kadar fark ettiğimizdir. Çünkü farkındalık, bu dönüşümü yönetmenin tek yoludur. Dijital vitrindeki benlik ile gerçek hayattaki benlik arasındaki mesafenin açıldığını hissettiğimizde durup düşünmek gerekir. Kendimizi sorgulamak, neyi neden paylaştığımızı gözden geçirmek ve onay arayışının bizi sürüklediği yeri görmek, kimliğimizi korumak adına atılacak en hayati adımdır.

Belki de bu kimlik baskısına verilecek en güçlü cevap, dijital varlığımızı daha içten, daha doğal ve daha bizden bir hâle getirmektir. Herkese gösterdiğimiz yüzümüzün, kendimize sakladığımız yüzümüze yabancılaşmasına izin vermemeliyiz. Sonuçta kimlik bir kullanıcı hesabında değil, yaşamın tam içinde inşa edilir. Sosyal medya sadece bir araçtır; bizi hem görünür hem de görünmez kılabilen güçlü bir araç. Dizginleri kimin tuttuğu ise hikâyenin sonunu belirleyen en kritik detaydır.

Yazarın Diğer Yazıları

Sosyal medyanın sessiz kimlik devrimi

Yabancı dil eğitiminin kronik sorunları ve çözüm önerileri

Yönetimde şeffaflık: Güvenin anahtarı ve etkinliğin ölçüsü

Sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı: Katma değerli üretim

Kalabalıklar içinde kaybolmak mı, uyum sağlamak mı?

Karar verebilmek!

Seri imalatın önündeki zorluklar

Çocuklar sanata neden bu kadar ilgisiz?

Bir başkasının penceresinden bakabilmek: Empati!

Gökyüzünde ustalık: Tecrübenin kanatlarında yükselmek

Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.

Bildirimleri kapat
Önceki yazı

ACI EUROPE: Schengen giriş-çıkış sistemi acilen gözden geçirilmeli

Sonraki yazı

Yerli Rus yolcu uçağı Tu-214 Kazan’dan havalandı

İlgiliYazılar

THY Temmuz’da çift haneli büyüdü

THY’den Afrika’da yeni nokta: Akra aktarmalı Monrovia

22/12/2025
Fransa, Avrupa’nın en büyük savaş gemisini inşa edecek

Fransa, Avrupa’nın en büyük savaş gemisini inşa edecek

22/12/2025
Türk firmalarıyla başlayan Afrika savunma buluşması büyüyor

Türk firmalarıyla başlayan Afrika savunma buluşması büyüyor

22/12/2025
Yerli Rus yolcu uçağı Tu-214 Kazan’dan havalandı

Yerli Rus yolcu uçağı Tu-214 Kazan’dan havalandı

22/12/2025
Sonraki yazı
Yerli Rus yolcu uçağı Tu-214 Kazan’dan havalandı

Yerli Rus yolcu uçağı Tu-214 Kazan’dan havalandı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SÜRMANŞET

Milas-Bodrum, AJet’in üçüncü merkezi olacak

AJet’in 3. merkezi Milas-Bodrum Havalimanı olacak

20/12/2025
Pegasus’tan CFM ile 300 motorluk anlaşma

Pegasus’tan CFM ile 300 motorluk anlaşma

19/12/2025
Erdoğan, Putin’den S-400’lerin geri alınmasını istedi iddiası

Erdoğan, Putin’den S-400’lerin geri alınmasını istedi iddiası

18/12/2025
THY, 150 uçaklık Boeing siparişini iptal edebilir

THY, ABD pazarında Southwest ile iş birliğine gidiyor

18/12/2025

Öne Çıkanlar

THY Temmuz’da çift haneli büyüdü

THY’den Afrika’da yeni nokta: Akra aktarmalı Monrovia

22/12/2025
Fransa, Avrupa’nın en büyük savaş gemisini inşa edecek

Fransa, Avrupa’nın en büyük savaş gemisini inşa edecek

22/12/2025
Türk firmalarıyla başlayan Afrika savunma buluşması büyüyor

Türk firmalarıyla başlayan Afrika savunma buluşması büyüyor

22/12/2025
Yerli Rus yolcu uçağı Tu-214 Kazan’dan havalandı

Yerli Rus yolcu uçağı Tu-214 Kazan’dan havalandı

22/12/2025
Havacılık, Savunma, Uzay ve Teknoloji Haberleri

Haber.aero haber içerikleri (fotoğraf, yazı, video) kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, içeriklerin tamamı kullanılamaz.  Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

  • Künye
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Uçuş Bilgileri
  • Gizlilik Politikası

Copyright ©️ 2021- Tüm haklar saklıdır. HTS İletişim A.Ş. Türkiye'nin Havacılık, Turizm ve Savunma Sitesi

Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Alper Eliçin
    • Prof. Dr. Fahrettin Öztürk
    • Editör
    • Bir Görüş
  • English
  • Fırsatlar
  • Gizlilik Politikası
  • Künye

Copyright ©️ 2021- Tüm haklar saklıdır. HTS İletişim A.Ş. Türkiye'nin Havacılık, Turizm ve Savunma Sitesi

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist