Bir uçakta bir dizi yabancının arasında sıkışıp oturmak, bu belirsiz zamanlarda riskli bir pozisyon gibi hissedilebilir. Birkaç olumsuz örnek olasa da bazı uzmanlara göre, uçuş sırasında Covid-19’a yakalanma oranı aslında nispeten zayıf.
Salgın sırasında uçma korkusu, sınırların kapatılması nedeniyle kısıtlanan küresel hava trafiğini büyük ölçüde azalttı. Ancak bir uçağa binmenin algılanan yüksek riski temelsiz olabilir.
ABD’den Tayvan’a 31 Mart’ta uçan bir uçakta semptomatik 12 yolcu olduğu öğrenildikten sonra yaklaşık 328 yolcu ve mürettebata koronavirüs testi yapıldı. Tüm yolcular ve uçuş ekibinin testi negatif çıktı.
Son aylarda virüsü uçuş ekibine veya diğer yolculara bulaştıran vakalar yok değil, ancak bulaşma oranları düşük. Bunun en önemli nedeni olarak, modern uçak kabinlerinin havasının her iki ila üç dakikada bir yeni temiz hava ile değiştirildiği ve çoğu uçakta partiküllerin yüzde 99,99’unu tutacak şekilde tasarlanmış hava filtreleri (HEPA) takılı olması gösteriliyor.
Öte yandan çoğu havayolunda zorunlu olan hem yolcular hem de mürettebat için yüz maskeleri, sıcaklık ölçümleri, daha yoğun kabin temizliği ve uçuş sırasında kabinde sınırlı hareket gibi çeşitli yeni protokoller de uygulanıyor.
Bulaş riski ne kadar?
Massachusetts Institute of Technology (MIT) istatistik profesörü Arnold Barnett, boş orta koltuk politikasının faydalarını inceleyen yakın tarihli bir çalışmada, kısa bir uçuşta virüs bulaşma olasılığını ölçmeye çalıştı.
Bir yolcunun bir uçuşta Covid-19’a yakalanıp, virüsten ölme ihtimali yarım milyonda birin altında. Bulgularına göre, Airbus 320 ve Boeing 737 gibi koridorun her iki tarafında üç koltuklu olarak yapılandırılmış ve herkesin maske taktığını varsayarsak, kısa mesafeli uçuşlarda virüs kapma riski 4 bin 300’de 1. Orta koltuk boşsa, bu oran 7 bin 700’de 1’e düşüyor.
CNN Travel’a açıklama yapan MIT profesörü Arnold Barnett, “Çoğu şey Covid öncesine göre şimdi daha tehlikeli ve havacılık da buna bir istisna değil. Ancak (bir uçuşta) enfekte olmanız için üç şeyin ters gitmesi gerekiyor. Kabinde bir Covid-19 hastası olmalı ve bulaşıcı olmalı. Uçuşunuzda böyle bir kişi varsa, maske taktığını varsayarsak, iletimi engelleyememelidir. Ayrıca, iletimden zarar görebileceğiniz bir tehlike olacak kadar yakın olmaları gerekir” diye konuştu. Barnett, genel bir iletim riskini belirlemeden önce tüm bu olasılıkları hesaba kattığını söyledi.
Bu rakamlar, özellikle şu anda dünyada en fazla Covid-19 vakası görülen ülke olan Amerika Birleşik Devletleri içindeki iki saatlik uçuşlar için geçerli.
Barnett’e göre, yakınlık oranı yakınlığın varlığıyla birlikte bir faktör olduğu için, az sayıda vakayla dünyanın bazı yerlerinde yapılan uçuşlar için oran daha düşük ve uzun mesafeli uçuşlar için daha yüksek olacaktır.
Koridor mu, pencere kenarı mı daha güvenli?
Tam bir uçuşta koridorda oturan yolcular ile pencere kenarında oturan yolcular arasında risk açısından pek bir fark olmadığını belirten Barnett, bununla birlikte, enfeksiyon kapma şansı, koridorda olanlar için biraz daha yüksek çünkü etraflarında daha fazla insan bulunuyor.
Aynı sırada oturan insanların daha çok tehlike altında olduğuna vurgu yapan profesör Barnett, arka ve öndeki insanların daha az riskte olduğunu belirtiyor. Ancak Barnett, gezginlerin bir yüz siperliği takarak güvenliği bir adım öteye götürmelerini tavsiye ediyor.
Maskeye ek siperlik önerisi
İngiltere’nin Edinburgh Üniversitesi ve Heriot-Watt Üniversitesi’nin “Yüz Siperlikleri, Aerosol Dağılımı ve Virüs Bulaşma Riskinin Azaltılması” raporuna göre, kişisel koruyucu koltuk kalkanları adı verilen plastik bariyerlerin kullanılmasının, maske ile birlikte Covid-19 bulaş riskini önemli ölçüde azaltıyor.
Uçak koltuklarına, Birleşik Krallık merkezli uçak iç ve dış uzmanı RAS Completions tarafından tasarlanan, uçaktaki herhangi bir koltuğun arkasına ve yanlarına sabitlenebilen kişisel koruma pencereleri (PPW) şeffaf plastik bariyerler takılmasını öneriyor.
Raporun yardımcı yazarı Dr. Cathal Cummins, “Tavsiyemiz, havayollarının yüz maskelerini zorunlu hale getirmesi ve PPW ve düzenli PPW temizliği ile birlikte kullanılması durumunda Covid-19 bulaş riskinin minimumda tutulmasıdır” dedi.
Yüksek risk grupları için “kumar”
Temmuz ayında Qatar Airways, yolcuların yüz maskesi veya yüz siperliğine ek olarak yüz kalkanı takmasını zorunlu kılan ilk havayolu oldu. Taşıyıcı tarafından sağlanan kalkanlar, yemek yemedikleri veya birşey içmedikleri sürece ekonomi sınıfı yolcular için zorunluyken, business sınıfında seyahat edenler, daha fazla alan ve mahremiyetten yararlandıkları için bunları “kendi takdirlerine bağlı olarak” takıyorlar. Ancak, tüm yolcular uçağa biniş ve iniş sırasında bunları kullanıyorlar.
Birçok havayolu seyahat eden yolcularına el dezenfektanı, cerrahi yüz maskesi ve tek kullanımlık eldivenler dahil olmak üzere koruma kitleri veriyor. Bu tür önlemlerin, bazı gezginler için zaten nispeten zayıf olan enfeksiyon tehlikesini büyük ölçüde sınırlandırabileceği açık olsa da, herhangi bir risk seviyesi, özellikle de yüksek riskli gruplardakiler için adeta bir kumar olarak değerlendiriliyor.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.