İran’ın, başkent Tahran’da Devrim Muhafızları Ordusu tarafından füzelerle vurularak düşürülen Ukrayna Hava Yollarına ait yolcu uçağıyla ilgili 14 ay aradan sonra kamuoyuyla paylaştığı rapor, kayıp yakınlarını ikna etmeye yetmedi.
İran Havacılık Kurumu, düşürülen Ukrayna uçağıyla ilgili nihai raporu 17 Mart 2021 tarihinde yayımladı. Kurbanların yakınları, yaklaşık 140 sayfadan oluşan raporda kazayla ilgili asıl soruların cevaplandırılmadığını belirtiyorlar.
Ukrayna Hava Yolları’nın PS 752 sefer sayılı Tahran-Kiev uçuşunu gerçekleştiren Boeing 737-800 tipi yolcu uçağı 8 Ocak 2020’de, sabah saatlerinde başkent Tahran’daki Uluslararası İmam Humeyni Havalimanı’ndan kalkışının ardından iki füzeyle vurularak düşürülmüş, 9 mürettebat dahil uçaktaki 15 çocuk bir de bebeğin bulunduğu 176 kişiden kurtulan olmamıştı.
Tahran yönetimi, ilk olarak uçağın teknik bir arıza nedeniyle düştüğünü açıklasa da ortaya çıkan görüntüler uçağın füzeyle vurulduğunu açık bir şekilde gözler önüne serdi. Kazadan üç gün sonra İran yönetimi, uçağın Tahran’daki savunma sistemi tarafından vurulduğunu itiraf etmek zorunda kalmıştı.
“Nihai rapor asıl soruları cevapsız bıraktı”
Vurulan uçakta 43 yaşındaki eşi Şekiba ve 9 yaşındaki oğlu Rasti’yi kaybeden İranlı iş adamı Şahin Mukaddem söz konusu raporu AA muhabirine değerlendirdi.
Kanada’da mukim Mukaddem, “Yeni bir şey yok nihai rapor asıl soruları cevapsız bıraktı. Raporun boş bir rapor olacağını tahmin ediyorduk. Bu raporla İran yönetimi, önceki söyledikleri yalanları sağlamlaştırmaya çalıştı.” dedi.
Saldırının suçunun füze sisteminin düğmesine basan operatöre yıkılmak istendiğini öne süren Mukaddem, şöyle devam etti:
“İran, önceki ‘elektronik sistem ve insani hata’ açıklamalarını tekrarladı. Üst makamlarla iletişime geçmedi denilerek suç, füze sisteminin başındaki operatöre yıkılmak isteniyor. Böylece baş kumandan makamındaki ülke lideri Ali Hamaney ve üst düzey askeri yetkililer temize çıkartılmaya çalışılıyor. Raporda uçak pilotuyla kulenin konuşmalarına ve füzenin ateşlendiği askeri üstteki konuşmalara yer verilmedi. Bu konuşmalar kamuoyundan niçin saklanıyor.”
İran, Kanada, İsviçre, Ukrayna, İngiltere ve Afganistan vatandaşlarının bulunduğu uçakta hayatını kaybedenlerden 70’i erkek, 81’i kadın, 15’i çocuk ve biri de bebekti.
Mukaddem, kurban yakınlarının asıl suçlular ortaya çıkarılıncaya kadar davadan vaz geçmeyeceklerini belirtti.
Uçaktaki yolculardan 63’ünün İran asıllı Kanada vatandaşı olduğunu hatırlatan Mukaddem, Kanada hükümetinin uçak kazasında hayatını kaybeden vatandaşlarının haklarını savunmada kararlılık göstermediğinden şikayet etti.
Mukaddem, şunları kaydetti:
“Kanada hükümeti şu ana kadar olay karşısında kararlı bir duruş sergilemedi. Kurbanların yakınları olarak Kanadalı yöneticilerle bir araya geldiğimizde onlara, ‘Bu saldırı bir terör saldırısı mı değil mi?’ diye soruyoruz. Onlar bu soru karşısında net bir cevap vermiyorlar. Kanada meclisi, bundan 3 yıl önce, Devrim Muhafızları Ordusu’nun terör örgütü olduğuna dair yasayı onayladı. Fakat bu yasa hala uygulamaya konmadı. Nisan ayında Kanada meclisinden geçerse, Ukrayna’ya ait yolcu uçak kazasının Kanada Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından takip edilmesini bekliyoruz.”
“İran, saldırının kasıtlı olduğu gerçeğini örtmeye çalışıyor”
Düşürülen uçakta 18 yaşındaki oğlu Arad’ı kaybeden Mehirzad Zarei, İran Havacılık Kurumu tarafından yayımlanan raporun saldırıdaki kastı örtmeyi amaçladığını öne sürdü.
Zarei, “İran, yolcu uçağına saldırının kasıtlı olduğu gerçeğini örtmeye çalışan yalan dolu bir rapor yayımladı. Bu olayın sorumluları, Hamaney ve askeri üst düzey yetkililerdir. Uçağın düşürülme emrini Hamaney verdi. Fakat rapor öyle hazırlanmış ki sanki hiç bunların suçu yok.” dedi.
Kurban yakınlarının adalet istediklerini hatırlatan Zarei, “Aileler, İran yönetiminin Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasını ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun terör örgütü ilan edilmesini istiyor.” ifadelerini kullandı.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.