Rusya, sorunlu Pantsir S1 (SA-22) uçaksavar sistemine, çatışmalarda faydalı olabilmesi için bir şans daha vermeyi kararlaştırdı. Yeni versiyon Pantsir S1M, Moskova’daki 24 Haziran askeri geçit töreninde ilk kez kamuoyuna gösterilirken aslında yeni model S1M’nin geliştirildiği bu tarihten yaklaşık bir yıl kadar önce ilk kez Dubai (BAE) IDEX 2019 fuarında açıklanmış ve prototipleri sergilenmişti. Açıklanan takvime göre geliştirilen yeni S1M sistemleri 2021 yılından sonra teslim edilmeye başlanacak.
Yapılan açıklamalarda, S1M modelinin Suriye ve Libya’daki savaş deneyimlerinden elde edilen veriler ışıgında geliştirildiği özellikle belirtilmektedir. Çünkü, buralardaki savaş deneyimi yirmiden fazla Pantsir S1’in Türk ve İsrail uçakları ve elektronik karşı önlemler tarafından yok edilmesi nedeniyle tam bir felaketle sonuçlanmıştı. Kayıpların çoğu, Rusya’nın 20’den fazla Pantsir S1 aracıyla iç savaşta çarpışan iki fraksiyondan bir olan LNA’e (veya Libya Ulusal Ordusu) destek verdiği Libya’da meydana geldi. İsrail’In Suriye’de uyguladığı taktik gibi, Pantsir S1’lerdeki kayıpların çoğu, Türk Koral Jammer’ları tarafından körleştirilmesinden sonra lazer güdümlü füzeler ateşleyen Türk Bayraktar TB2 İHA‘ların vurmasıyla gerçekleşmişti.
Pantsir S1M, 75 kilometrelik bir menzile sahip kılınarak hepsi tamamen yeni ve “gelişmiş” radar ve elektro-optik hedef takip sistemleri ile donatıldı. Elektro-optik sistemler elektronik parazitler tarafından kolayca etkisiz hale getirilemediği gibi Jammer’lar tarafından da kesinlikle kör edilemez olduğu ileri sürülüyor. Şimdiki durumda, S1M uçaksavarları, boyutları ve çalışma özellikleri ne olursa olsun, her türlü İHA’yı tespit etmek ve düşürmek üzere donatılmış olduğu söylenebilir. S1M’ye 30 kilometre menzilli yeni bir füze yüklendi ve geliştirilmiş bir dahili yönlendirme sistemi kullanıması öngörüldü. Bu gelişmeler sağlanırken, Pantsir’in yerine geçecek güvenilir yeni bir sistem elde etmek için çalışıldığı bilgisi Rus Ordusu ve Donanması tarafından şimdiye dek hiç karşılaşılmadığı kadar elde edilen sonuçlarla nerede ise eş zamanlı olarak kamu oyu ile paylaşıldı. Savunma bütçesinin iç karartıcı durumunu veri olarak aldığımızda sistemin geliştirilmesi planlanandan daha önce tamamlanarak envantere dahil edilmesi bile sözkonusu olabilir. Bu arada; Rusya, görünüşe göre S1M modelini gerçek savaşta test etme şansına da sahip olabilecek. Türkiye ve Rusya’nın ittifak yaptığı pek çok alanın varlığı şartlarında çoğunlukla karşı taraflarda durdukları Suriye ve Libya’da birbirlerinin askerlerini öldürmekten kaçınarak yeni Pantsir S1M Türk İHA’larını yok etmek için sahaya sürülecektir. S1M Libya ve Suriye’de umulduğu gibi işe yararsa, bu Türkiye’ye itibar ve donanım kaybına mal olacak, ancak ölen askerler nedeniyle iki ülke arasındaki dipolomatik ilişkilerde zayiat oluşturmayacaktır.
Pantsir-S1 sökülebilir ve bir kamyona yeniden monte edilebilen bir sistemdir. Her araçta bir radar, iki adet 30 mm top ve on iki Tunguska füzesi bulunur. Orijinal 90 kg (198 pound) olan her füzenin yirmi kilometrelik bir menzili ve radarının 30-40 kilometrelik bir menzili vardı. Füze 8.400 metreye (26.000 feet) kadar olan yüksekliklerdeki hedefleri vurabilir durumdaydı. S1M’deki yeni Tunguska’lar daha ağır olmasına rağmen daha uzun (30 kilometre) menzile sahiptir ve muhtemelen daha yüksek irtifaları hedef alabilecek kaabiliyette olacaktır.
30 mm top, 3.200 metreye (10.000 feet) kadar etkilidir. Taşıyıcı kamyon değiştirilebilir, ancak tüm sistemi taşıyan (radar, top ve füzeler) en yaygın araçlar 20 ton ağırlığında ve üç kişilik bir mürettebata sahip olanlardır. Pantsir-S1 taşıyıcı biri araca yüklenmiş her sistemin maliyeti yaklaşık 15 milyon dolar idi, S1M’nin maliyeti ise yaklaşık üçte bir daha fazla olacak. Tipik olarak, dört ila altı Pantsir aracı, bir komuta merkezi ve destek araçları ile birlikte bir batarya olarak düzenlebilir. Daha fazla sayıda Pantsir aracı, iki veya üç batarya ve elektronik ve mekanik onarım araçlarının yanı sıra yedek parça ve füze yükleme ve 30 mm mühimmat taşıyan diğer destek araçlardan oluşur. Bir kamyonda veya römorkta taşınan bir sistem simülatörü de olacak. Rusya Pantsir’e muazzam bir yatırım yaptı ve bu nedenle sistemi hurdaya ayırmak yerine geliştirmeyi tercih ediyor. Ancak yine de suriye ve Libya’daki savaşlarda S1M işe yaramazsa çöpe gidecek, zira sistemin yaşama şansı sadece ihracat pazarlarındaki müşterilerin taleplerine bağlı.
Rusya, kamu oyu ile kendi paylaştığı bilgilerin dışında Pantsir’i medyadan korumak için olağanüstü yollara da başvurmuş durumda. Yine de, Rusların hasar kontrollerinde çok nadir olarak görüldüğü üzere Pantsir-S1 hava savunma sisteminin baş tasarımcısı Valery Slugin, 2020 başlarında bir Rus gazetesine röportaj vererek, Suriye’de bir Pantsir aracının İsrail kuvvetleri tarafından 2019 başlarında nasıl yok edildiğini açıklamak durumunda kaldı. Bir bakıma Ruslar buna mecbur kalmışlardı, çünkü İsrailliler Pantsir’in vurulma anının videosunu yayınlamışlardı. Slugin, açıklamasında tüm füzeleri ateşleyerek füze ikmal aracını bekleyen Suriyeli mürettebatın hatası nedeniyle S1’in vurulduğunu açıkladı. Bu arada, İsrailliler füzelerin ateşlendiğini, Pantsir’i bulduğunu ve bir füzeyle yok ettiklerini belirttiler. Slugin, Pantsir mürettebatının aracı hareket ettirmesi halinde bile İsraillilerin onu bulup imha edemeyebileceklerini de ekleyerek, imha edilen Pantsir’in oniki ateşleme ile sekiz hedefi yok ettiğini, bu hedefler arasında muhtemelen İsrail seyir füzelerinin de olduğunu ilave etti. İsrailliler kendi seyir füzelerinin hedeflerini imha ettiğini ve sadece iki füzelerinin hedefi vuramadığını bildirdiler. Bununla birlikte, Pantsir’i geliştiren, üreten ve pazarlayan Rus devlet firması, belki de bir pazarlama taktiği olarak, gerçekte neye inandıklarının dünyanın geri kalanının da bilmesinin gerekli olduğunu hissetmiştir. Bu açıklamayı destekler mahiyette, Rus basını da havada patlayan Pantsir füzeleri videosu yayınladı. Buna cevaben İsrailliler, bu patlamanın Delilah seyir füzelerinin Pantsir’in hedefini takip etmesini önleyen bir radar-jammer taşıyor olmasından kaynaklandığını açıkladılar. Ruslar ise; bunun, ateşlemeden sonra hedefini kaybeden Pantsir füzelerinin yere düşerek dost kuvvetlere kayıplar verdirmek yerine, kendi kendini yok etmek üzere programlanmasından kaynaklandığını belirterek Tunguska füzesinin görünmeyen bir hedefin yakınında patladığını ima ettiler. Bu açıklama doğru, fakat olay gerçekte Rusların olmasını istediği gibi gerçekleşmemişti.
2019’un sonlarındaki bir başka pazarlama çabası daha açıklandı: açıklamada, 30’dan fazla Pantsir-S1 sisteminin Suriye’ye gönderildiği ve bu birçok Pantsir-S1 aracının tüm Suriye’yi havadan (savaş uçakları, İHA’lar, seyir ve balistik füzeleri vb) tüm saldırılara karşı savunabileceği ima ediliyordu. Oysa, Pantsir’in sorunu, sistemin etkili olduğunun sadece Rusya ve Suriye tarafından iddia edilmesidir. Bu iddialara karşı çıkanlar (İsrail, ABD ve Türkiye) Rus ve Suriye iddialarıyla çelişen başka bir bakış açısına sahipler. Dahası, Suriye’nin kullandığı Rus hava savunma sistemleri ile 2011 yılından bu yana sadece bir uçak, 2012 yılında kazara düşürülen yaşlı bir Türk RF-4E keşif uçağı olmuştu. Dahası, Türk uçağı hava sahasının dışında uçtuğundan göründüğü kadarı ile bir saldırı da beklemiyordu. Suriye esasında, Soğuk Savaş döneminden beri Rus teçhizatı kullanmaktadır, Ruslar 2015 yılında Suriye’ye geldiklerinde, Pantsir de dahil olmak üzere beraberlerinde daha modern hava savunma sistemleri de getirdiler. Sorun şu ki, çok abartılı bir şekilde anlatılan Pantsir’den elde edilen sonuçlar tam bir fiyaskodur. Pantsir tarafından gerçekleştirilmiş bir uçak düşürme veya öldürme kanıtı sunulmadığı gibi; İsrail, hava saldırılarıyla Suriye’deki hedeflerini devamlı bir şekilde tahrip ettiler, hatta, Pantsir’in mevcut Tunguska füzelerinin Suriye hava sahasını korumak üzere ateşlenmesi şartlarında bile istedikleri hedefleri istedikleri anda yok ediyorlar.
Daha sonra da, Rusyanın Suriye’deki Pantsir-S1 performansı hakkında kötü haberlerin üstünü örttüğü daha erken bir olay yaşanmıştır. Rusların yakalandığı bu olayda yorumlar bir Rus kaynaktan geliyordu. Olay 2018’in sonlarında İslami teröristlerin Suriye’deki Ruslar tarafından kontrol edilen Hmeimim (veya “Khmeimim”) hava üssüne birkaç saldırı başlatmak için çok sayıda küçük ve patlayıcı taşıyan silahlı İHA kullandıkları zaman gerçekleşmiş, Rusya, Rus hava savunma sistemlerinin küçük İHA’ların elliden fazlasını düşürmesi nedeniyle terörist saldırıların başarısız olduğunu açıklamıştı. Oysa, internet yoluyla açıklanan resmi olmayan raporlar, üssü koruyan iki kısa menzilli uçaksavar sisteminin çok farklı performans gösterdiğini söylüyor ve eski Tor-M2U sistemi, füzelerini başarılı bir şekilde İHA’ları vurmak için kullanırken, daha yeni olan Pantsir-S1 füzeleri tüm hedefleri ıskaladığı bildiriyordu. Rus internet sansürcüleri olumsuz yorumlardan bazılarını hemen kaldırmalarına rağmen haberler hızla tüm dünyaya yayılmıştı ve halen yayılmaya devam ediyor. Bu zaman zarfında Rusya yeni ve gelişmiş Pantsir modelleri ile ilgili pek çok tanıtım yaptı. Yapılan geliştirmelerin çoğu radar ve ateşleme kontrol sistemleriyle ilgilidir. Bu yeni Pantsir S2, S2E ve SM modelleri 2018’in sonlarında ve 2019’un başlarında hizmete girmiştir. Elde olan tüm Pantsir araçları geliştirilmemiş, geliştirilenlerde dikkat çekecek derecede genel bir etki görülmemiştir.
2018’in sonundaki olay, Pantsir-S1’in ilk kez bir başarısız olarak tanımlandığı bir olay değildir. Hmeimim hava üssü olayı önemliydi çünkü bir muharebe bölgesinde Rus kontrollü bir hava üssü ilk kez hedef alınmıştı. Hmeimim, Rusya tarafından 2015 yılında Tartus limanının 85 kilometre kuzeyinde ve Türkiye sınırına 50 kilometre uzaklıktaki Lazkiye liman kenti yakınlarında inşa edilmiş ve saldırılara karşı hava üssünü korumak için Pantsir-S1, Tor-M2U ve S-400 hava savunma sistemleri yerleştirilmişti.
İşin ironik tarafı Tor-M sistemi çok daha eski bir model olarak Pantsir-S1’in geliştirilmesinden yirmi yıl önce 1970’lerde ülkedeki teknolojik kalkınmanın başlamasıyla birlikte üretilmişti ve İkisi arasındaki en büyük fark Tor-M’nin daha başarılı ve daha pahalı olmasıydı. Maliyet faktörü, Pantsir-S1’in geliştirilmesinin bir nedeni olmakla birlikte Rus askeri tedarik bütçelerinin 1990’larda keskin bir şekilde düşürülmüş olması nedeniyle maliyeti başlangıçta ancak ihracat müşterileri tarafından karşılanabilmiştir. 2010 yılında, ilk yabancı müşteri (Suriye) Pantsir-S1’i aldıktan üç yıl sonra, Rus ekonomisinin savunma harcamalarını artırmak için yeterince toparlanması üzerine Hava Kuvvetleri bir miktar S1 almaya başlamıştır. Rus Hava Kuvvetleri öncelikle, geliştirilmiş radar (36 kilometrelik menzil) ve füze (daha güvenilir) ile S1E versiyonunu aldı. Merakla, hava kuvvetleri Moskova’daki S-300 uçaksavar füze üslerini korumak için ilk 10 Pantsir-S1’leri konuşlandırmıştır. Rusların neden daha büyük, yüksek rakımlı bir sistemi korumak için mobil ve düşük seviyeli bir uçaksavar sistemine ihtiyaç duyduklarını açıklayan hiçbir bilgi yoktur. Belki seyir füzelerine karşı ek koruma olarak kullanılmak üzere, belki de müşterilerine kendi askeri envanterimde de var diyebilmek için.
Aslında Moskova’daki üsse konuşlandırılan 10 aracın 2008’de gelmesi umuluyordu, ancak bir çok teknik problemin varlığı bunu önlemiştir. Örneğin sistemin geliştirilmesi 1990’larda başlatılmış olmasına rağmen, çok az bütçenin olması nedeniyle nerede ise 10 yıl boyunca çalışmalar son derece düzensiz bir şekilde yürütülmüştür. Bu sürede bir çok Arap ülkesinin 150 adet Pantsir sistemi almaya ikna edilmiş ve test sırasında ateşleme başarılı bir şekilde gerçekleştirildiği için karlı bir ticaret olarak kaydedilmiştir. Ancak, bu ülkelerin çoğu hali hazırda savaş halinde olmadıklarında sistemi savaş şartlarında denemediler. Olası bir müşteri şikayetinin önüne geçmek üzere Rusya da Pantsir’in güvenilirliğinin sorgulanmasını istemiyor.
Yine de Pantsir-S1 ile ilgili temel sorun, savaşta işe yaramaması. 2007’den bu yana en az üç kez arıza bildirildi ve hepsi Suriye’de meydana geldi. Suriye’nin 2007 yılında Pantsir-S1’leri almasından iki ay sonra, İsrail bir Suriye nükleer silah geliştirme tesisini bombalamıştır. Suriyeliler, İsrail saldırıları sırasında yeni Pantsir-S1 sistemlerinin ne kadar etkisiz olduğu konusunda çok dehşete düştüler. 2007’deki başarısızlık, İsraillilerin bu sistemlerin elektronik olarak nasıl kör edileceğini anlamasına bağlandı. 2017’de bir İsrail saldırısı sırasında Pantsir S1 tekrar başarısız oldu ve bu seferki bahane, Pantsir-S1’in açılmamasıydı . 2018 başarısızlığı, operasyonel Pantsir sistemlerinin İHA’lara füze ateşlemesi ve ateşlenen füzenin kayıp olmasıyla oldu, Tor-M2U sistemleri İHA’ları tespit ediyor ve attığı füzelerle hedeflerini düzenli olarak düşürüyordu. İsraillilerin bir Pantsir’in yok edilmesi videosunu yayınlayınca Ruslar bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmişler veya en azında açıklama yapmaya çalışmışlarıdır.
Tor-M 1980’lerden beri var ve sistem üzerinde otomatik ateşlemeli top yok, sadece füzeler vardır, ancak sistem sıklıkla güncellenmiştir. 30 yaşındaki Tor-M (SA-15) için 2015’in sonlarında yapılan bir geliştirme fırlatma aracının hareket halindeyken güdümlü füzelerini ateşlemesini sağlamıştır. Tor’un en son versiyonu; 12 kilometreye kadar uzaklıktakı uçakları vurabilen ve seyir füzeleri beş kilometre seyredebilen Tor-M2U’dur. Füze fırlatma aracı üç kişilik bir mürettebata sahiptir (komutan, sürücü ve füze sistemleri operatörü). 176 kg (378 pound) füze üç metre uzunluğunda, 235 mm (9,25 inç) çapında ve 15 kg (33 pound) savaş başlığı taşıyor. Her takım dört fırlatma aracına (her biri sekiz füze ve başka bir radar taşıyan) arama radarına, komuta merkezine sahiptir.
Füze aracındaki orijinal izleme radarı bir seferde bir hedefi izleyebilir, ancak en son (Tor-M2) aynı anda dört hedefi izleyebilir. Füzeler üç saniyelik aralıklarla araçtan fırlatılabilir. Orijinal füze taşıyıcı / fırlatma aracı zırhlanmış (küçük kollara ve mermi parçalarına karşı), paletli ve 34 ton ağırlığındaydı. O zamandan beri daha ucuz bir çekilebilir (tekerlekli bir römorkta) ve ardından 6×6 kamyonunda zırhlı versiyonundan manevra kabiliyeti daha yüksek, konforlu ve daha ucuz bir versiyon ortaya çıktı.
2018’de büyük bir iyileştirme yapıldı; Tor-E2. Bu model ile, paletli araç bağımsız olarak çalıştırılmak üzere yeniden tasarlandı ve geliştirildi. Tor-E2 on altı füze ve kendi arama radarını taşımaktadır. Füzesinin menzili 15 kilometreye çıkarılmıştır. Rusya Tor-M’yi daha çok kendi kullanımı için geliştirmişti, ancak Tor-M Yunanistan, Venezuela, Çin, İran ve Mısır da dahil olmak üzere on dört ülkeye daha ihraç edildi. Rusya, ihracat müşterilerine Pantsir satmayı tercih ediyor, ancak bilgili müşteriler, daha pahalı Tor-M’yi sipariş etmeyi sürdürdürüyorlar, çünkü işe yaradığını biliyorlar.
Şimdi, Rusya, Pantsir için Tor-M ile yaptıklarını yapmaya çalışıyor, çalışana kadar geliştirmeye de devam edecekler gibi görünüyor.
*Bu yazı 26 Haziran 2020’de, Amerika’da serbest araştırmacı olarak çalışan ve askeri tarih ile ilgili pek çok yayına imza atarak çeşitli üniversitelerde askeri taktikler hocası ve oyun teorileri tasarımcısı Dr. Al NOFİ, Amerikan Ordusundan emekli olduktan sonra Savunma Bakanlığında Özel Danışman olarak çalışan ve Irak’ta gönderilmek üzere yeniden göreve çağrılan, Askeri Akademiden mezun ve Columbia Üniversitesinden doktora derecesine sahip Dr. Austin BAY, savunma dergilerinde yazarlık yapan ve Amerikan ordusundan emekli Dr. Stephen V COLE ve 20’den fazla kitap yazan savaş oyunu tasarımcısı, savunma danışmanı Amerikan Ordusundan emekli Jim DUNNIGAN tarafından yayınlanan Strategy Page adlı dijital platformda Winning: Not Pantsir başlığı ile yayınlanmıştır.
Makaleyi yazanlar bilgi kaynaklarını şu şekilde açıklıyorlar:
“Dünya çapında var olan silahlı kuvvetleri ve nerede olursa olsun savaşlar ve sıcak noktalar hakkında güncel raporları ele alıyoruz. Elde ettiğimiz bilgileri, farklı silah sistemleri kategorileri (zırh, topçu, deniz havacılığı vb.) ayırıp mantıksal bir sıralamaya tabi tutuyoruz. Ayrıca savaş yazılımını, liderlik, barış zamanı operasyonları, istihbarat, bilgi savaşı gibi 1980’lerin başlarına kadar uzanan arşivlere erişebiliyor, her şeyi askeri tarih, haritalar, ülke geçmişi ve faydalı bağlantılar ile bir bağlam içine koyuyoruz. Reuters, AP ve UPI, son dakika haberleri için kilit kaynaklardır. Agence France Press (AFP) özellikle Afrika’yı kapsayan iyi haberler yayınlıyor, Strategy Page ayrıca birkaç web tabanlı kaynaktan da yararlanıyor, örneğin, Savaş ve Barış Raporlama Enstitüsü (IWPR), Radio Free Europe’un (RFE) çeşitli web güncellemeleri AFP’nin Afrika için yaptığını doğu Avrupa ve eski Sovyetler Birliği için yapıyor. The Economist kalitesi ile öne çıkarken, “savunma ve askeri” konularda yayınlan tüm yayınlar gözden geçiriliyor. Terorist gruplardan, STK’lara kadar tüm web kaynakları taranıyor ve yerel insan kaynakları bilgi almada kullanılyor”.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.