Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Doktor Eray Çınar, TUSAŞ tarafından yerli imkanlarla geliştirilen genel maksat helikopteri Gökbey’in yakın zamanda Sağlık Bakanlığı hava ambulans filosunda yer alacağına açıkladı. Çınar, bugüne kadar 54 binden fazla hastayı da havadan taşıdıklarını söyledi.
Helikopter ve uçak ambulanslar yaklaşık 14 yıldır ülkemizde hizmet veriyor. Yoğunlukla yurtiçinde ve gerekli hallerde ise yurtdışından hastalarımızı taşındı. Sağlık Bakanlığı bünyesinde verilen hava ambulans hizmetlerinde kat edilen mesafeyi ve gelinen son durumu Acil Sağlı Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Doktor Eray Çınar ile konuştuk. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen genel maksat helikopteri Gökbey’in yakın zamanda Sağlık Bakanlığı hava ambulans filosunda yer alacağına dikkat çeken Çınar, bugüne kadar 54 binden fazla hastayı havadan taşıdıklarını söyledi. Acil Sağlık Hizmetler Genel Müdürü Çınar, hava ambulans konusunda yaptıkları çalışmaları Haber Aero’ya anlattı.
“Hava ambulans devlet eliyle verilecek”
Yerli ve milli helikopterimiz Gökbey yakın zamanda envanterimizde olacak. Biz de Gökbey helikopterlerimizi ambulans helikopter olarak kullanacağız. Yine içindeki ekibimizde Sağlık Bakanlığı personellerinden oluşacak. Bu personellerle ilgili eğitim modülü oluşturduk. O eğitimi alıyor arkadaşlarımız. İlerde bu işi devlet eliyle vermek için çabalayacağız. Hava ambulansıyla taşıdığımız vaka problemlerini belirledik. Mesela yetişkin, pediatrik ve yeni doğan yaş gruplarında özellikle kardiyovasküler sitem hastalığı olan hastaları çok taşıyoruz. Yine travma hastaları, yanık hastaları, nörolojik rahatsızlıklar çok taşıyoruz. Bunun birde sevk süreci var. Vakaların nakil süreçleri var. Bunlarla ilgili Bakanlık ve bu koordinasyonu sağlayan komuta ekiplerimiz yeterince tecrübeye sahip oldu. Hatta bununla ilgili bir eğitim modülü de oluşturduk. Tamamen bu eğitimleri almış kendi personelimizle uygun ve ihtiyacı olan vakayı taşımaya yönelik yerli ve milli helikopterimizle yeni bir yapıya geçmeyi düşünüyoruz.
“Hava ambulanslar organ naklinde de kullanılıyor”
2008 yılında helikopter ambulanslarımız hizmete girdiğimden bugüne kadar yurtiçinde 38 bin 387 hastaya hizmet vermişiz. Aynı zamanda zamanla yarıştığımız bir durum daha var; organ nakilleri. Özellikle helikopter ambulanslarımızla bugüne kadar 228 tane organ taşımışız. 2010 yılında uçak ambulanslarımız hizmete girdikten sonra yurtiçi ve yurtdışına hizmet vermeye başladık. Özellikle yurtdışında ülkemize vatandaşlarımızın tedavileri için naklini gerçekleştiriyoruz. Yurtiçinde toplam 14 bin 870 vatandaşımızı tedavi gereksinimleri nedeniyle taşımışız. Bin 137 tane vatandaşımızı da yurtdışından ülkemize tedavisi için getirmişiz. Toplamda da 16 bin 7 vatandaşımıza uçak ambulanslarımızla hizmet vermişiz. Uçak ambulanslarımızla da bugüne kadar 813 organ taşımışız. Ayrıca uçak ambulanslarımızla binin üzerinde organ taşıdık. Özellikle bir organı alıp ihtiyacı olan bir vatandaşımıza yetiştirmek için hava ambulanslarımızı yoğun kullandık.
“50 bin personelle acil sağlık hizmeti veriyoruz”
Teşkilat yapımız değişmeden önce 2008’de Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü döneminde öncelikle helikopter ambulanslarıyla hava ambulans hizmetleri başlamış. 2010 yılında filoya uçak ambulanslar da eklenmiş. Teşkilat yapımız değiştikten sonra ambulans faaliyetleri Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü çatısı altına alınmış. Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak özellikle hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinin vatandaşlarımıza en doğru, en hızlı ve en efektif şekilde sunulmasından sorumluyuz. Kara, hava ve deniz ambulanslarımız mevcut. Ülke genelinde hem kentsel alanlarda hem de kırsal alanlarda olası acil durumlarda vakaya en hızlı şekilde ulaşabilmek adına yaklaşık 6 bin kara ambulansımız 3 bin 112 acil sağlık hizmetleri istasyonumuzla ve yaklaşık 50 bine yakın personelimizle bu hizmetimizi vermekteyiz. Ayrıca ülkemizin coğrafi koşullarının çok çeşitli olması nedeniyle de özel donanımlı ambulanslarımız da var. Kar paletli ambulanslarımız snowtrack ambulanslarımız, 4×4 ambulanslarımız, yoğun bakım ambulanslarımız, obez ambulanslarımız gibi çeşitlerimiz mevcut. Buradaki amacımız doğru vakaya doğru araçla hızlı bir şekilde ulaşarak en yakın sağlık tesisine ulaştırmak. İstanbul, Balıkesir ve Çanakkale illerinde konuşlu olan 6 adet deniz ambulansımız var. Daha çok adalardan karaya transfer şeklinde sistemimiz mevcut.
“UMKE olağandışı durumlara hazır”
Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) ile de önemli hizmet veriyoruz. 1999 yılında meydana gelen Marmara depreminden sonra özellikle afet ve olağandışı durumlarda özelleşmiş tıbbi müdahale anlamında yaralanmış olağandışı afetten etkilenmiş vatandaşlarımıza doğru, etkin ve hızlı bir müdahaleyi gerçekleştirerek, ölümlerin, olası kalıcı sakatlanmaların önüne geçebilmek adına 2004 yılında bir yapılanmaya gidilerek UMKE kurulmuş. Kurulduğu günden sonra bugün itibarıyla yaklaşık 12 bin UMKE gönüllümüz bulunuyor. Bu arkadaşlarımız normalde sağlık sistemimiz içinde çalışan Sağlık Bakanlığı’nın personelleri. Bu arkadaşlarımız normla rutin zamanlarda hastanede, 112 sistemi içerisinde ya da aile sağlığı merkezlerinde normal görevlerini icra ediyorlar. Kimisi röntgen teknisyeni, kimisi laboratuvar teknisyeni, anestezi teknisyeni, hekimler, ebeler, hemşireler, sağlık memurları. Ancak afet ve olağandışı durumlarda kendi görevlerini bırakıp bizim yapmış olduğumuz görevlendirmelerle bazen sahra hastanesi kuruyorlar, bazen acil müdahale ünitesi kurarak hizmet veriyorlar, bazen de arama-kurtarma ekiplerimizle beraber enkaz alanında, çığ alanında, sel alanında arama-kurtarma ekiplerinin tıbbi desteğini sağlıyorlar. Ayrıca onların arayıp bulduğu, kurtardığı yaralıların ilk müdahalesini gerçekleştiriyorlar.
“Helikopterlerimiz 12 ilimizde konuşlu”
Hava ambulans hizmeti veren helikopterlerimiz konuşlu oldukları 12 ilimizden hizmetleriyle tüm Türkiye’yi kapsıyorlar. Bir helikopterimiz konuşlu olduğu ilin menziline giren şehirlere de hizmet veriyor. Böylece tüm Türkiye bu hizmetten faydalanıyor. 112 acil çağrı merkezlerine gelen ihbarlara göre helikopterimize görev veriyoruz. Hava şartları müsaade ettiği ölçüde olay yerinden helikopterimiz gidip hastayı hızlı bir şekilde alarak en uygun sağlık merkezine naklini gerçekleştiriyoruz. Bazen bir hastanede tedavisi yapılan hastamızın başka bir merkeze sevki gerekiyor ve bu acil yapılması gerekiyor. Hastanın hayat riski olabiliyor. Bu durumda da yine helikopter ambulanslarımız hastaneler arasında da bu nakli gerçekleştiriyorlar.
“Hava ambulanslar gündüz hizmet veriyor”
Operasyonlarımız tüm dünyada olduğu gibi gündoğumu günbatımı şeklinde gerçekleşiyor. Gece operasyonlarımızda Türk Silahlı Kuvvetleri’nden destek alıyoruz. Ya da uçak ambulanslarımız devreye giriyor. Özellikle kar yağdığı günlerde yani karayollarındaki ulaşımın sıkıntılı olduğu günlerde helikopter ambulanslarımızla gidip köylerimizden hastalarımızı alıp geliyoruz. Uçuşa elverişli olmayan durumlarda ise UMKE ekiplerimizle kara ambulanslarımızla vatandaşlarımıza hizmet veriyor.
“Uçak ambulanslar Ankara ve İstanbul’da”
Helikopterlerimiz 12 ilde konuşluyken, uçak ambulanslarımız ise 2 ilimizde; İstanbul ve Ankara’da konuşlu. 1 sedyeli ve 4 sedyeli uçağımız Ankara’da konuşlu. İstanbul’da 2 sedyeli uçaklarımız var. Uçak ambulanslarla anlaşmamız farklı. Bir tanesi direkt bize hizmet veriyor. İhtiyaç halinde sözleşmeli olarak birden fazla 2 sedyeli uçakta kullanabiliyoruz. En az 3 uçak ambulansımız var. Hizmet alımı yaptığımız çerçevenin içerisinde daha fazla uçakla da hizmet verebiliyoruz. Buradaki işletme modeli tamamen hizmet satın alma. İlgili firmalar tıbbi ekip, uçucu ekip ve uçak hizmet alımıyla Sağlık Bakanlığı’na bu hizmeti sunuyor. Biz de onun bedelini ödüyoruz.
“Helikopter ambulans için 112 karar veriyor”
Yurtiçinde ambulansların sevk ve talebi belli prosedürlerle yapılıyor. Bizim için önemli olan vakanın acil olması, bulunduğu yerde tedavi imkanının olmaması, daha ileri bir merkeze sevk gerekliliği bizim için endikasyon oluşturan gerekçeler. Ayrıca helikopter ambulansı ile naklinde sıkıntı olmaması ve doktor tarafından onaylanması gerekir. Çünkü her hastayı hava ambulansla taşıyamıyoruz. Çünkü basınç değişiklikleri gibi birçok parametre var. Ona göre uygun vakaları seçerek taşıyoruz. Direkt 112 aranıyor. 112 arandığı takdirde vatandaşımız hastası olduğunu ya da yaralı olduğu ihbarını yaptıktan sonra biz kabaca aldığımız tıbbi bilgilere göre, mesafeye göre, iklim koşullarına göre en yakın kara ambulansı 112 ambulansını yönlendiriyoruz. Ya da mesafenin uzaklığı, vakanın aciliyeti gibi durumlarda helikopter ambulansa bu görevi verebiliyoruz. Hava koşulları uygun olursa mesafe uzaksa direkt helikopteri de gönderebiliyoruz. Ulaşılması zor bir araziyse direkt helikopter ambulansı yönlendiriyoruz.
“Yurtdışındaki hastaları getirme kriteri var”
Uçak ambulansı daha çok yurtiçinde ve daha çok da sağlık tesisleri arasında ve organ naklinde kullanıyoruz. Yurtdışına hasta götürdüğümüz zamanlarda oluyor. Orada prosedür farklı. Ülkemizde tedavisi mümkün olmayan, yurtdışında belli merkezlerde tedavisi olan hastalar olabiliyor. Bunlarla ilgili bilim kurulları, komisyonlar, “Ülkemizde tedavisi mümkün değil, dünyada şu merkezde bu hastalığın tedavisi var” denildiği takdirde bu hastalarımızı da yurtdışına tedaviye götürüyoruz. Asıl sistemin yükünü yurtdışından getirdiğimiz hastalar çekiyor. Yurtdışı başvurularımızı elçilik ve konsolosluklardan, yurt dışı temsilciliklerimizden alıyoruz. Vatandaşımızın hastası var ülkemizde tedavi ettirmek istiyor. Bunlarla ilgili olarak: 1- Mutlaka Türkiye Cumhuriyeti pasaportu, 2- Hastanın durumunu anlatan, hastanedeki hekimler tarafından doldurulmuş epikriz raporu ve tedavisini gerçekleştiren hekimin uçakla naklinde sakınca yoktur raporu gerekiyor. Bu 3 evrakla ve hasta yakını dilekçesiyle elçiliğimize, konsolosluğumuza başvuruluyor. Başvurular çok sayıda oluyor ve biz burada öncelikli olanları değerlendiriyoruz. Öncelikle ülkemizde tedavisine katkı sunacağımız, acil tedavi ihtiyacı olan vatandaşlarımızı ön plana alıyoruz. Daha sonra hastamızı ülkemizdeki uygun sağlık tesisinde naklini yapıp, tedavilerini gerçekleştiriyoruz.
“En fazla hastayı Suudi Arabistan’dan getirdik”
Bugüne kadar Suudi Arabistan’dan 259 (Hac, Umre döneminde yoğunlaşıyor) Kıbrıs’tan 154, Almanya’dan 54, Azerbaycan’dan 46, Rusya’dan 27, Fransa 25, Kosova 25, Irak’tan 38 tane vaka taşıdık. Bu detaylar 2010 yılından bu zamana kadar yurtdışından getirdiğimiz bazı ülke rakamları. Başvurular geldikten sonra yurtdışındaki hastanın Türkiye’de hangi hastaneye gideceğini raporlarından belirliyoruz. Hastanın naklini planlamaya karar verdiğimiz zaman hem uçuştaki medikal ekip hem de Sağlık Bakanlığı’mızdaki Hava Operasyon Merkezi’ndeki tıbbi ekip bu hastayla ilgili nakil sürecine karar verdikten sonra uçaklarımız Ankara ve İstanbul’da konuşlu olduğu için bu illerimizdeki üst düzey Eğitim ve Araştırma Hastanesi statüsündeki hastanelerimize yönlendiriyoruz. Özellikle İstanbul’daki Çam Sakura Hastanesi, yine Ankara’da Ankara Şehir Hastanesi gibi hem Avrupa’da hem dünyada üst düzey hastanelerde nakil başlamadan önce hekimini yerini ayarlayıp, organizasyonu yaptıktan sonra nakli başlatıyoruz.
“TSK ve AFAD’tan destek alıyoruz”
Sağlık sistemimiz şu an çok güçlü. Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak, hastane öncesi acil sağlık hizmetleri olarak kara, deniz, hava ambulansları ve UMKE yapılanmamız var. Ayrıca vakaya ulaşamama durumu olmaması için bütün riskleri minimalize etmek adına ilgili her türlü metodu kullanabiliyoruz. Sadece Sağlık Bakanlığı’nın değil ülkemizin kapasitesini de kullanıyoruz. TSK’nın helikopterleri, uçaklarını da kullanabiliyoruz. Bizim uçaklar ve helikopterler nispeten onlara göre daha küçük. Bu sebeple hava şartlarından daha az etkileniyorlar. Bu opsiyonumuzu da vatandaşlarımız için kullanıyoruz. Bazen de AFAD’ın farklı araçlarından faydalanıyoruz. Onlardan da destek aldığımız oluyor.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.