Türk Hava Yolları (THY) ile Havayolu Çalışanları Sendikası (Hava-Sen) arasında devam eden “sendika seçme özgürlüğü” hukuk mücadelesinde Anayasa Mahkemesi’nin sendika ve THY çalışanları lehine karar verdiği öğrenildi.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Hava-Sen Yönetim Kurulu, 2010 yılında Anayasa’nın halkoyuyla yapılan değişiklikle bir işyerinde birden fazla sendikanın kurulmasına izin verildiğine dikkat çekerek, bu Anayasal haktan yararlanmak üzere Hava-Sen yasal bir sendika olarak kurulduğuna dikkat çektiler.
Bu kapsamda THY çalışanlarının bir bölümünün Hava-Sen’e geçerek ve yetkili sendikaya dayanışma aidatı ödeyerek Toplu İş Sözleşmesi kazanımlarından yararlanmaya devam ettiklerini vurguladılar. Hava-Sen Yönetimi’nin konuyla ilgili olarak yaptığı açıklama şöyle:
“Bilindiği gibi Eylül 2018 de başlanılarak 1 Ocak 2019 tarihinde bitirilmesi gereken Toplu Sözleşme görüşmeleri sonuçlandırılmamış ve ancak 16 Nisan 2019’da imzalanabilmiştir. Görüşmeler sürerken THY işvereni bir duyuru yayınlayarak Hava İş üyesi olmayanların 01 Ocak 2019 ile yeni sözleşmenin imza tarihine kadar olan sürede doğacak toplu sözleşme farklarından yararlanamayacaklarını belirtmiş ve farkları alabilmek için çalışanları Hava İş sendikasına üyeliğe yönlendirmiştir. Yapılanın, Anayasa’nın 51. maddesinde ifadesini bulan “Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya veya üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.” Güvencesine aykırı olduğu ve dayanışma aidatı ödeyen işçilerin Toplu Sözleşmenin sağladığı tüm kazanım ve haklardan sendika üyeleri gibi yararlanması gerektiği, sadece seçme seçilme haklarının olmadığı açıktır.
6356 sayılı kanunun 39/4 maddesinde yer alan;
“Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur.”
Bu maddeye dayanarak Hava-Sen üyesi olup da Toplu Sözleşme hükümlerinden dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanmak isteyen çalışanların mağdur edilmeye çalışıldığı görülmüştür.
Bu gelişmeler üzerine, Hava-Sen, söz konusu yasa hükmünün, Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek dava açmış, Bakırköy 16. İş Mahkemesi iddiayı ciddi bularak Anayasa’ya aykırılık iddiasını Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştır. Yüksek mahkeme 3 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanan kararı ile, 6356 sayılı yasanın 39. maddesinin 4. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetmiştir.
Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında şu hususlara dikkat çekiliyor:
“TİS hükümlerinden dayanışma aidatıyla yararlanmada taraf sendikanın onayı aranmayarak sendika üyesi olan ve olmayan işçiler arasında bir eşitlik ve denge sağlanmıştır. Ancak yetki alma ve toplu iş sözleşmesinin hazırlık, müzakere ve pazarlık süreçlerinin devam ettiği dönemlerde sendika üyesi olmayan işçilerin dayanışma aidatı ödemesi itiraz konusu kuralla engellenmektedir. Bu sürecin ülkemizde çok uzun zaman alabildiği gözetildiğinde bu süre boyunca dayanışma aidatı ödeyenlerin TİS’ten yararlanmasının engellenmesi bu dengeyi bozacak niteliktedir.
Kuralın TİS’in imzalandığı tarihte taraf sendika üyesi işçiler lehine sonuç doğurduğu bu nedenle sendikalaşma yarışında taraf sendika lehine bir avantaj yarattığı açıktır. Öyle ki üye sayısını arttırmada kolaylık elde eden taraf sendikanın bir sonraki TİS’te de üye işçi çoğunluğunu muhafaza etmek suretiyle diğer sendikalara üstün gelmesi ve taraf sendika statüsünü koruması mütemadi bir hal alabilecektir. Bu durum ise sendikalar arasındaki yarışın, dolayısıyla çoğulculuğun zedelenmesine neden olabilecektir.
TİS’e taraf sendika üyesi olmayıp, sözleşmeden yararlanmaya ilişkin diğer şartlara haiz olan işçilerin TİS’in geriye dönük hak bahşeden parasal hükümlerinden mahrum bırakılmalarının bu kapsamdaki işçileri sendikaya üye olmaya zorlayacaktır. Bu itibarla kuralla getirilen sınırlamanın Anayasa’nın 51. Maddesi kapsamında bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığı, aksine demokratik bir toplumda bulunması gereken çoğulculuğa zarar verdiği, sendikalar arası rekabeti taraf sendika lehine haksız şekilde bozduğu anlaşıldığından demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir sınırlamanın varlığından söz edilemez.”
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda özetlenen kararının, sendikasızlaştırmaya hizmet edeceği iddiaları ise gerçeği yansıtmamaktadır. Karar, dayanışma aidatı ödeyen işçilerin haklarını korumanın yanı sıra bir işyeri veya işletmede faaliyette bulunan diğer sendikaların da üye kaydedebilmesine hizmet edecek, ortaya çıkan rekabet sendikaların daha iyi çalışma koşulları ve ekonomik olanaklar sağlanması için kendilerini geliştirmeleri, yenilemeleri sonucunu doğuracaktır. Dolayısı ile işçilere, faaliyetlerini tatmin edici bulmadıkları, hak ve çıkarlarını yeterince korumadığını düşündükleri sendikalara karşı alternatif sendikalarda örgütlenme olanağı getirirken, dayanışma aidatı ödeyerek Toplu Sözleşme hükümlerinden eksiksiz yararlanma hakkı verecektir.
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği tarihi karar, ülkemizde faaliyette bulunan toplam 201 sendikadan, yetki barajına takılan 146 alternatif sendikayı da yakından ilgilendirmektedir. Karar, çoğulculuğun, birey özgürlüğünün, işçilerin sendika seçme ve farklı sendikalarda örgütlenme hakkının da önünü açmıştır.
THY çalışanlarının kendisine mecbur olduğunu düşünerek hak ve çıkarlarını korumak yerine işverenle iş birliği içinde kazanılmış haklarını kaybettiren, yüzlerce işçi işten atılırken başını çeviren yetkili sendikanın sarı sendikacılık anlayışına karşı Hava-Sen, 3 yıllık kısa geçmişinde THY ve TGS çalışanlarının yanında durmuş,
– Pilotların /çalışanların ücretlerinin iyileştirilmesine zemin hazırlamış,
– Pandemi döneminde 60 yaş üstü pilotlara getirilen ücretsiz izin uygulaması ve personelin özel sağlık sigortalarının iptaline karşı durmuş,
– 1 Eylül 2020 tarihinde yapılan, iş güvencesinin olmadığı, çalışanlardan kaçırılarak yapılan kölelik protokolünün perde arkasının aydınlatılmasını sağlamış,
– Operasyonlarda görevli personele PCR testi ve aşı uygulamaları konularında sessiz çalışanların sesi olmuş ve kamuoyu oluşturulmasını sağlamış,
– Yabancı pilot ve çalışan istihdamına pandemi döneminde karşı çıkıp, ilgili kamu kurumlarına resmi başvuru yapmış ve yönetmeliğin hazırlanmasını sağlamış,
– TGS personelinin iş sözleşme değişikliklerine çalışanlara hukuki destek vererek işçi lehine kazanımlar sağlamıştır.
Bu gerçekler ışığında;
Tüm THY çalışanlarını, dayanışma aidatı ödeyerek toplu sözleşme kazanımlarından eksiksiz yararlanırken hak ve çıkarlarını tavizsiz koruyan Hava-Sen‘de birleşmeye, kaybettiklerimizi yeniden kazanacağımız ve yeni haklarla daha çağdaş koşullara ulaşacağımız, iş güvencesine kavuşacağımız, yarattığımız katma değerden payımızı alacağımız bu mücadelede yanımızda olmaya çağırıyoruz.”
THY ile Hava-Sen arasındaki hukuki tartışmaya yönelik sendikanın yaptığı açıklama bu şekilde, ancak THY tarafından konuyla ilgili olarak henüz bir açıklama yapılmadı.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.