Tüm mevsimlerde ayrı güzellikler sunan Stokholm, özellikle kış aylarında sabah güneşi sonrasında ortaya çıkan sisin muhteşem görüntüleriyle adından söz ettiriyor. Kuzeyin Venedik’i olarak da adlandırılan Stockholm, müzeleri, 15’inci yüzyıldan kalma tarihi mekanları, köprüleri ve sokaklarıyla öne çıkıyor.
Malaren Gölü’nün Baltık Denizi ile birleştiği noktada kurulu olan Stockholm, yaklaşık 30 bin adadan oluşuyor. Bunlardan 14 tanesi ise şehir merkezini oluşturuyor. Kütük ada anlamına gelen Stockholm, Kuzeyin Venedik’i, köprüler şehri, suyun kenarındaki güzel gibi unvanlara da sahip.
Stokholm, 13. yüzyıldan beri İskandinavya’nın kültür, siyaset, medya ve ekonomi merkezi olarak hizmet veriyor. Çevresiyle birlikte 2 milyon nüfusa sahip olan şehir özellikle beyaz geceler için yaz aylarında tercih ediliyor. Kar örtüsü altında da oldukça etkileyici olan Stockholm’de keşfedilecek noktaları Haber Aero olarak sizin için derledik.
Gamla Stan / Eski şehir
Gamla Stan yani eski şehir, hiç kuşkusuz Stocholm’ün en fazla turist çeken bölgesi. Kent, 1252 yılında bu büyük denebilecek adada kurulmuş. Ortaçağ’dan kalma yapılarıyla bölge, daracık sokakları küçük dükkânları, eski evleri, kiliseleri ve sarayları ile mutlaka görülmesi gereken bir yer. Bu etkileyici sokaklarda adeta kaybolmanızı öneriyoruz.
İskandinav mimarîsinin izlerini taşıyan Gamla Stan’da yer alan en önemli yapıların başında Kraliyet Sarayı geliyor. İsveç hükümdarının resmi ikametgâhı olan saray, Kral tarafından devlet başkanı sıfatıyla görevini icra ederken temsili amaçlı kullanılıyor. Diğer yapılar gibi tuğladan inşa edilen sarayın batı, güney ve doğu cephelerinin orta kısımları kumtaşıyla kaplanmış.
Halen özgün amacına uygun olarak kullanılan dünyadaki en büyüklerden biri olan saray, doğu-batı yönünde 115 metre, kuzey-güney yönünde ise 120 metrelik cepheye sahip. Ünlü mimar Nicodemus Tessin’in barok sanatını yansıtan, 7 katlı ve 608 odalı sarayın içerisinde ise çok özel freskleriyle küçük bir şapel yer alıyor.
Müzeler
Dünyanın en büyük müze-kentlerinden biri olan Stokholm’de yılda 1 milyon insan tarafından ziyaret edilen 70 kadar müze var. Şehrin en önemli müzesi ise Vasa. Djurgarden Adası’nda yer alan müzeye adını veren Vasa Gemisi, burada sergileniyor. 68 metre uzunluğundaki gemi, 1628 yılında inşa edilmiş. Bu muhteşem gemi tek gülle atamadan, tek kılıç sallamadan ilk seferinde 450 mürettebatıyla birlikte adanın bir mil açığında batmış. Vasa gemisi, 333 yılını Stockholm Limanı’nın derinliklerinde geçirdikten sonra, 24 Nisan 1961’de neredeyse hiç bozulmamış olarak kurtarılmış ve su yüzeyine çıkarılmış. Önce geçici bir müzeye konan gemi daha sonra şimdiki yerine getirilmiş.
Vasa gemisiyle birlikte döneme ait binlerce eşya ve 15 denizciye ait ceset de sudan çıkartılmış. Bulunan eşyalar arasında elbiseler, silahlar, toplar, araç-gereçler, mutfak malzemeleri, yiyecek-içecekler sayılabilir. Çok iyi korunmuş olan gemi, tarihçilere dönemin denizciliğinin yanı sıra günlük hayata dair çok önemli bilgiler de veriyor. Vasa batığını sergilendiği tarihten günümüze kadar 30 milyonu aşkın kişinin ziyaret ettiği belirtiliyor.
Bir başka önemli müze olan Nobel, Gamla Stan’ın merkezinde yer alıyor. Müzenin bulunduğu meydana girdiğimizde küçük alışveriş dükkânları ile adeta karnaval yerine dönmüş olduğunu görüyoruz. Çoluk çocuk bütün Stockholmlüler ve turistler burada sanki. Nobel müzesi, meydandaki rengarenk ve mimari harikası binalardan biri. Müzede 21 Ekim 1833 yılında Stockholm’de doğan Alfred Nobel’in kişisel eşyaları, Nobel Ödülü alan kişilerin çalışmalarını yaparken kullandıkları eşyalar ve pek çok değerli materyal yer alıyor. İlk Nobel Ödülü 1901 yılında verildi. Müze ise ilk ödülün verilişinin yüzüncü yılı olan 2001 yılında açıldı.
Ortaçağ Müzesi ise, Opera binasının karşısında, Parlamento binasına sırtını dayamış olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Müzenin içerisine giremesek de, heykelleri, kabartmaları ve pencereleri ile dış mimarisi bizi oldukça etkiliyor. 2010 yılında ziyarete açılan müzede arkeolojik kazılarda çıkartılan eserler sergileniyor.
Kraliyet sarayının karşı kıyısında yer alan Nationalmuseum yani Ulusal Müze de şehrin keşfedilecek noktalarından biri. Stockholm’ün en bilinen müzelerinden biri olan Nationalmuseum’da 30 bin el sanatı ve 16 bin tablo sergileniyor.
Belediye binası
Belediye Binası, mimar Ragnar Östberg tarafından tasarlandı. Yapı, 1911-1923 yılları arasında, yani tam 12 yılda İsveç ulusal romantik stilinde, 8 milyon adet tuğla kullanılarak inşa edildi. Belediye Binası, otantik bir kapıdan girilen geniş bir avluya sahip.
İsveç’in en büyük mimari projesi olan binanın deniz kıyısında yer alan bahçesine ise, kemerler arasından geçilerek giriliyor. Nobel ödül törenine de ev sahipliği yapan binanın, Stockholm’ün eşsiz manzarasının izlenebileceği 106 metrelik kulesi var. Bir asansör veya 365 basamaklı merdiven ile ulaşılabilen kule, doğu tarafında yer alan sahte mezar ve altın kaplamalı sanduka ile süslenmiş.
Drottninggatan
Hava oldukça soğuk olmasına rağmen sokaklar Noel nedeniyle cıvıl cıvıl. Özellikle de İstanbul’daki İstiklal Caddesi’nin benzeri Drottninggatan yani Kraliçe Caddesi alışveriş için en ideal noktalardan biri. Aslan heykellerinin süslediği cadde birçok ünlü markaya da ev sahipliği yapıyor. Büyük kısmı araç trafiğine kapalı olan cadde 1630’larda düzenlenmiş. 1640’larda ise çevresi ızgara planına göre inşa edilmiş.
Riksdagshusett
2022 yılında kuruluşunun 770. yıldönümü kutlanan Stockholm’de adaları 57 köprü birbirine bağlıyor. Biz bu köprülerden biri olan Riksbron’dan geçip muhteşem bir kapıdan Helgeandsholmen adasındaki Riksplan bölgesine ulaşıyoruz. Riksdagshusett yani Parlamento binası bu küçük adanın en önemli yapısı. Bina bugün de parlemento ve çalışma ofislerine ev sahipliği yapıyor. Tamamen tuğla olarak inşa edilen bina adanın neredeyse yarısını kaplıyor.
Yeni parlamento binasının geçmişi 1890’lı yıllara dayanıyor. Yeni yapılacak bina için bir yarışma düzenlenir. Mimar Aron Johansson’ın Neoklasik ve ortada barok Rönesans tarzı bir cephe tasarımı yarışmayı kazanır. 1897-1905 yılları arasında inşa edilen yeni parlamento binası, eski Riksdag’ın yerini alır.
Opera Binası
Kungstradgarden Meydanı’nda yer alan Kraliyet Opera Binası’nın perdeleri 1773 yılından bu yana açık. Buzların sarktığı binanın hemen yanında 12’nci Karl’ın heykeli ile Jakops Kilisesi yer alıyor. Ruslarla yaptığı savaş sırasında Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan İsveç Kralı Demirbaş Şarl olarak bildiğimiz 12. Karl’ın heykeli 1868 yılında yapılmış. Opera binasının batı girişindeki meydanda yer alan 2’nci Gustav Adolfs anıtı ise 1796 yılında dikilmiş.
Kiliseler
Stockholm ayrıca kiliseleriyle de ünlü. Şehrin merkezinde yer alan Sergels Torg Meydanı’ndaki Klara Kilise’si, 116 metrelik kulesiyle İsveç’in beşinci en yüksek binası konumunda. Etrafı modern binalarla çevrili olan kilise 1280 yılında inşa edilmiş, daha sonra 1527’de yenilenmiş.
Gamla Stan’da Kraliyet Sarayı’nın hemen yanındaki Storkyrkan yani Büyük Kilise, 1306 yılında Gotik olarak inşa edilmiş, daha sonra 1740 yılında Barok tarzda yenilenmiş.
Eski şehirde yer alan Alman Kilisesi ise, 1571 yılında yapılmış. 1638-1642 yılları arasında genişletilerek bugünkü görünümüne kavuşan kilisenin kulesi 1878’deki yangında yıkılmış. Bugün eski şehrin en yüksek noktası olan kule daha sonra 96 metre olarak yeniden inşa edilmiş.
Tren istasyonu
Stokholm, geniş bir ulaşım hattına sahip. Ulaşım metro, tramvay, otobüs ve tekne turlarıyla sağlanıyor. Özellikle 1871 yılında hizmete başlayan, Merkez Tren İstasyonu özgün mimarisi ile günde 200 bini aşkın kişi tarafından kullanılıyor. İçerisinde toplu ulaşım kartları ve şehir haritası bulabileceğiniz istasyonun önünde Nills Ericsson’un heykeli yer alıyor.
Doğan güneşin mucizesi
Eğer Stockholm’e kışın giderseniz sabah erken kalkıp deniz kıyısında güneşin doğuşunu izlemenizi tavsiye ediyoruz. Soğuk havada suyun ısınmasıyla ortaya çıkan manzara adeta nefesimizi kesiyor. Özellikle yelkenli teknenin görüntüsü adeta bir ressamın fırçasından çıkmış izlenimi veriyor.
Nasıl gidilir?
İsveç’in başkenti Stockholm’e direkt olarak Türk Hava Yolları ve Pegasus Hava Yolları ile gidilebiliyor. Türk Hava Yolları İstanbul Havalimanı’ndan, Pegasus ise Sabiha Gökçen’den seferler gerçekleştiriyor.
Ne yenir?
Stockholm, dünyanın her yerinden göç aldığından dolayı şehirde emen hemen her ülkenin mutfağından örnekler bulunabiliyor. Nobel Edebiyat Ödülü’nü veren İsveç Akademisi’ne ait olan köklü restoranlardan tutun da Asya yemeklerine geniş bir yelpaze sunuyor.
Ancak İsveç ve yemek denince Türkiye’de akla ilk gelen şeylerin başında İsveç köftesi geliyor.
İsveç mutfağında balığın ayrı bir yeri vardır ve genellikle somonla yapılan yemekler çok sevilir. Lezzetli ve kaliteli somon balıkları ile hazırlanan bir yemek olan Gravlax ise Stockholm mutfağının en popüler yemekleri arasında.
“Stockholm’de ne yenir?” sorusuna yanıt olarak sunabileceğimiz en güzel tatlılardan biri Prinsesstarta. Şehrin kahveleri de meşhur ve kahve yanına güzel bir tatlı her zaman için iyi bir eşlikçidir.
Ne Alınır?
Stockholm her ne kadar pahalı bir kent olsa da hem pazardan alışveriş yapmayı sevenler hem de alışveriş merkezlerinden alışverişi sevenler için çok sayıda opsiyonu bir arada bulunduruyor.
Hamngatan’da bulunan Gallerian ve araç trafiğine kapalı Drottninggatan caddesindeki Ahlens City de oldukça güzel bir yer. Ayrıca Nordiska Kompaniet isimli mağaza da alışveriş meraklıları için iyi bir alternatif, burası da yine Hamngatan üzerinde.
Cam işleme sanatı İsveç’te oldukça gelişmiştir. Çok sayıda camdan hediyelik eşya çeşidi bulabilirsiniz. Tahta atlar da yine buradan alabileceğiniz hediyeliklerden. El yapımı süveterler de yine İsveç’in ünlü giysilerinden. Södernalm ve Vasastaden kıyafet arayanlar için önerebileceğimiz iki semt.
Pazarda alışveriş yapmayı sevenler ise Östermalms ve Hötorgshallen semt pazarlarını tercih edebilir.
(Yazı ve fotoğraflar: Haber Aero)
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.