Dünyanın en büyük dijital altyapı sağlayıcılarından Equinix Türkiye Genel Müdürü Aslıhan Güreşcier, havacılık merkezini Türkiye’de oluşturabileceklerini düşünmeye başladıklarını söyledi.
Delta, KLM gibi önemli havayollarına hizmet veren Equinix, Türkiye’de Çelebi Yer Hizmetleri ile SunExpres’e çözümler sunuyor. ABD merkezli şirketin hedefinde Türk Hava Yolları da dahil olmak üzere tüm havacılık paydaşları var. Dijital iş fırsatlarını havacılık endüstrisine sunan şirketin havacılık sektörüne sağladıkları kolaylıkları Equinix Genel Müdürü Aslıhan Güreşcier, Haber Aero’ya anlattı.
Havacılığın dijital dönüşümünü sağlıyoruz
Dünyanın dijital altyapı şirketi Equinix olarak finans, üretim, perakende, ulaşım, kamu hizmetleri, sağlık ve eğitim gibi sektör lideri kuruluşları dijitale öncelik veren bir ortamda birbirine bağlıyoruz. Havacılık sektöründe de hem Türkiye’de hem de dünya genelinde çalıştığımız çok önemli müşterilerimiz bulunuyor. Sadece havayolu şirketleriyle değil, havacılık endüstrisinin paydaşlarıyla da çalışıyoruz. İşletmekte olduğumuz bu dünya çapında 6 kıtadaki dijital altyapının üzerinde havacılık ekosisteminin ana oyuncuları, platform sağlayıcıları, muhtelif hava yolları, yer hizmetleri sağlayıcıları, kargo şirketleri, bankalar, finansman kuruluşları, sigortalar gibi çok büyük oyuncular yer alıyorlar. Ara bağlantı çözümlerimiz ve hibrit bulut servislerimizle havayolu şirketlerinin dijital dönüşümünü hızlandıracak yüksek performanslı, ölçeklenebilir ve dayanıklı bir veri merkezi altyapısı sağlıyoruz. Uç bilişim sayesinde şirketlerin maliyetlerini de azaltıyoruz. Equinix olarak son derece güvenli, uyumlu küresel olarak bağlantılı ve esnek bir platformun yanı sıra zengin bir ekosistemin parçası olma fırsatını sunuyoruz.
Equinix, dünyanın dijital altyapı sağlayıcı şirketi. Biz kendimizi bu şekilde konumluyoruz. Bu ne demek? Dijital altyapı dediğimizde akla gelen her şey. Buna veri merkezi, ekosistemleri oluşturan şirketler, kurumlar arasındaki bağlantılar anlamına gelen ara bağlantılar, bulut servis sağlayıcılara erişim ve bununla ilgili her türlü servisi kapsayan bir faaliyet alanımız var.
Dünyada THY gibi büyük oyuncularımız var
Bizim açımızdan başta Türk Hava Yolları olmak üzere ülkemizde havacılık sektöründe büyük oyuncularımız var. Son olarak, kendi ilk milli muharip uçağımız KAAN’ı da uçurduk. Bu da tabii bizi çok gururlandıran bir konu oldu. Havaalanı yapılarında, dünyanın farklı ülkelerinde yatırımcı olan menşei Türkiye’ye ait şirketlerimiz var. Dünyadaki ekonomik görünüm çok ciddi bir şekilde dijital ekonomiye doğru evriliyor. Bizim küresel ara bağlantı endeksi (Global Interconnection Index) dediğimiz bir araştırmamız var. 6 yıldır yapıyoruz bunu. Türkiye’de araştırmanın yapıldığı ülkeler arasında yer alıyor. Burada da belli kurumlara ve örnekleme sorular yöneltiyoruz. Bunlar analiz edilerek bir sonuç çıkıyor. Bu raporun 2024 versiyonuna göre 2030’da dünyadaki küresel ekonomik büyüklüğün yüzde 70’i dijital ekonomi üzerinde olacak. Bu çok büyük bir rakam. Ancak diğer yandan da rapora verilen yanıtlara göre işletmelerin yüzde 48’i hâlâ “ben yeterince dijital değilim” diyor. Bu da düşündürücü. Bir taraftan önümüzde 6 yıllık kısa addedilebilecek bir sürede ekonominin büyük bir kısmının dijital platformlarda döneceğine dair bulgular var. Öte yandan bu alandaki şirketlerin neredeyse yarısı kendisini yeterince dijitalleşmiş görmüyor. Equinix ile hem dünyadan hem de Türkiye’den çalışan çok önemli müşterilerimiz var. Türkiye’de ilk çalışmaya başladığımız SunExpress, Çelebi Havacılık Holding gibi büyük oyuncular bulunuyor. Elbette, bayrak taşıyıcı havayolumuz Türk Hava Yolları ile de görüşmelerimiz var. Takdir eder, bizimle çalışırlarsa tabii ki çok mutlu oluruz. Onun dışında dünyada Delta, KLM ile ve pek çok başka havayolu ve havacılık endüstrisinin paydaşıyla çalışıyoruz. Ayrıca, havacılık için önemli olan Amadeus, Sabre, IATA gibi platformlarla iş birlikleri geliştirmek için çalışıyoruz. Bir kısmı halihazırda bizim altyapılarımızı dünyada kullanıyor. Bunların bir kısmı Avrupa ve Asya Pasifik merkezlerimizden (hub) diğer kısmı da Amerika’daki merkezlerimizden faydalanıyor.
6 kıtada 260 veri merkezimiz bulunuyor
Equinix’in işletmekte olduğu bu dünya çapında 6 kıtadaki dijital altyapının üzerinde havacılık ekosisteminin ana oyuncuları, platform sağlayıcıları, muhtelif hava yolları, yer hizmetleri sağlayıcıları, kargo şirketleri, bankalar, finansman kuruluşları, sigortalar gibi çok büyük oyuncular yer alıyorlar. Biz de bu kadar büyük bir ekosistemin işletmecisi olduğumuz ve Türkiye’de de bizimle çalışmayı tercih eden, gurur duyduğunuz müşterilerimizin oluşmaya başlamasıyla birlikte Equinix olarak nasıl bir havayolu, havacılık merkezini (hub) Türkiye’de oluşturabileceğimizi düşünmeye başladık.
Havacılık endüstrisi, global bir endüstri. Yani havacılık alanında yer kürenin neresinden neresine uçtuğunuzdan bağımsız iki nokta arasında bir iş yapıyorsunuz. Havacılık olarak bunun yapılabilmesi için ağırlama, ikram, yer hizmetleri ve kargo gibi operasyonlar yürütüyorsunuz. Önemli şirketler var. Dolayısıyla biz burada ne sağlayabiliriz? Bir kere ayak izimiz küresel. 6 kıtada 260 tane hepsi birbirine bağlı olan veri merkezimiz var. İlk sağlayabileceğimiz şey, veri merkezi altyapısı.
İkinci sırada ise veri merkezlerimizle olsun veya olmasın bizimle çalışmayı tercih eden havacılık endüstrisi şirketlerine ara bağlantı servisleri sunabiliyoruz. Ara bağlantıyı da şöyle anlatayım, siz bir kurum olarak A noktasından B noktasına networkünüzü bağlarken birkaç yöntem tercih edebilirsiniz. MPLS dediğimiz yani network servis sağlayıcıların sağladığı hizmetlerle bunu yapabilirsiniz. En geleneksel yöntem bu ya da aslında bir ekosistemin içinde yer alıyorsanız, diğer şirketlerle birlikte aynı ağın içinde yer alıyorsanız, bu şirketler arasında doğrudan bağlantılar alabilirsiniz. Buna da ara bağlantı deniyor. Veri merkezi operatörleri, ara bağlantılar sağlayarak ekosistemler oluşturuyorlar. Mesela burada SunExpress var, yanında da Çelebi Holding‘in sistemleri var. Hiç internete çıkmaları bile gerekmeden ikisini birbirine bağlayabiliyoruz. Buna ara bağlantı diyoruz. Equinix’in dünya çapında barındırdığı toplam ara bağlantı sayısı küresel olarak 5-6 rakibinin toplamından fazla. Bu da ekosistemimizin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
Majör bulut sağlayıcılarına hizmet veriyoruz
Üçüncü hizmet alanımız hibrit bulut servisleri. Equinix, zaten dünyadaki akla gelebilecek hemen hemen bütün majör bulut servis sağlayıcılarına hizmet veriyor. “Platform Equinix” dediğimiz, daha önce “Equinix Fabric” diye adlandırdığımız patentli bir servisimiz var. Bu servis üzerinden buluta erişmek isteyen kullanıcılar, bulutta hangi bilgilerini, verilerini tutmak istiyorlarsa regülasyonlarına uygun şekilde istedikleri gibi dağıtma imkanına sahip oluyorlar. Örneğin; bir kısmını Amazon‘da, bir kısmını Google‘da, bir kısmını da Azur’da tutabiliyorlar. Hassas veriler olduğundan dolayı yasa, regülasyon ve KVKK diyerek bu verileri Türkiye’de tutacaksın diyorsa bu verileri de kendisinde tutabiliyor. Bu durumda hibrit çözümlere, hibrit bulut kullanımına taşıyabiliyoruz.
Havayollarının uç noktalara ulaşmasını sağlıyoruz
Dördüncüsü, bugün artık çok merkezi yapılardansa müşterilerimizin olduğu ve bizim uç dediğimiz, (uç noktalara uç bilişim diyoruz) yaklaştığınız dağıtık sistemlere ihtiyacınız var. Havacılıkta bu çok önemli. Bizim dördüncü sağladığımız şey bu uç bilişimi sağlayabiliyoruz. 260 tane veri merkezinden oluşan bir ayak izimiz var. Ana merkezi İstanbul olan Türk Hava Yollarının Çin’deki, Moskova’daki, Afrika’daki sistemlerinin networkünü ona göre göre dağıtıp uçta, oradaki müşterilerine yaklaşmasını sağlayabiliyoruz. Bunu herkes sağlayamıyor, işletme kendisi yapmak isterse çok ciddi maliyetlere katlanıyor. Dolayısıyla bunu sağlıyoruz. Bu çok önemli bir değer önermesi.
Beşincisi, güvenlik (security) ve uyumluluk (compliance). Güvenlik tarafı nedir? Bir kere emanet ettiğiniz verinin güvenli ortamlarda kapalı bir network içinde tutuluyor olması. Bir diğeri kesintisizlik. Equinix, çok yüksek hizmet düzeyiyle servis veriyor.
Uyumluluk: Siz bugün bir havacılık endüstrisi oyuncusuysanız belli sertifikasyonlara sahip sistem altyapılarınızın olması gerekiyor. Bunu kendiniz mi yapacaksınız? Yoksa zaten bu uyum (compliance) sertifikasyonlarına sahip bir veri merkezi operasyonu mu yürütmek istersiniz? Equinix onu da sağlıyor. Çünkü biz PCI DSS gibi birtakım özel mühendislik veya güvenlik (security) uyumlulukları gibi sertifikasyonları da alarak veri merkezlerimizi işletiyoruz.
Altıncısı ise dijital ekosistemler sağlıyoruz. En başta da veri merkezini söyledim. En altta da bütün bunların toplamıyla ortaya çıkan dijital ekosistemleri aslında biz açmış oluyoruz kullanıcılarımıza. Dolayısıyla “Equinix’in havacılık endüstrisine sağladığı şey nedir?” diyecek olursak, bunları özetlemek mümkün olur.
Yolcuların uçuşlarının sonuna kadar verileri toplanıyor
Özellikle veri depolama ve verilerinin yönetiminde düşünün ki bütün havacılık endüstrisi paydaşları çok büyük veri miktarlarıyla çalışıyor ve sahadan veri topluyorlar. Bugün bir havaalanına girdiğiniz andan itibaren uçuşunuz sonlanıp havaalanından çıkana kadar giriş, çıkış, check-in, bagaj bilgileri vb. veriler her yerde toplanıyor. Bütün bu verilerin gerçek zamanlı işlenebilmesi önemli bir katkı. Bulut, burada çok esneklik sağlıyor, çok hızlı yeni pazarlara girebiliyorlar çok farklı pazarlarda. Mesela Türk Hava Yolları yeni bir uçuş noktası açtıysa pozisyonlanabiliyor gibi gerçeklikler var. Bir diğeri iş birliği ve iletişim. Havayolu endüstrisinde birbiriyle zaten doğal ve ekosistem oluşturan yer hizmetleri, havayolu, havaalanı, kargo, banka gibi oyuncular var. Dolayısıyla bu oyuncular arasındaki iş birliği ve bunlar arasındaki hem veri iletişimi hem bildiğiniz normal iletişim önemli. Bunlarda bulut, çok ciddi bir esneklik ve kapasite sağlıyor. Çok yüksek (peak) zamanda değilse mesela daha küçük kapasite kullanıp lokasyona bağlı olarak yaz-kış gibi daha yoğun zamanlarda daha fazla kullanabiliyor. Dolayısıyla böyle bir esneklik var.
Uçuş planlamasında bulut teknolojileri var
Bir diğeri, uçuş planlaması ve operasyonlarda da bulutu kullanmak çok ciddi verimlilik getiriyor. Çünkü bunlar da mevsimsellik arz edebiliyor. Mesela hava muhalefetinden ötürü uçuş planlarında hızlı değişiklikler ya da yeni bir nokta açtıysanız oraya hızlı bir kurguyla rota optimizasyonları yapmak gibi konularda bulut kullanabilmek önemli bir esneklik sağlıyor.
Havacılık endüstrisinin yolcuyu bakan yüzü her zaman bulutta zaten avantajlı. Çünkü yolcu çok hızlı rezervasyon yapıp, hızlı satın alma yapıp bagajını takip edip, ondan sonra belki uçuşu bile bekleyenlerin takip ettiği bulut uygulamalarını seviyor. Bunu istiyor böyle bir beklenti var.
Burada da bulutun avantajı var ve elbette havacılık endüstrisinin kendi kullanıcıları açısından eğitim, simülasyon gibi uygulamalar çok kaynak tüketen uygulamalar. Burada da bulut teknolojileri önemli faydalar sağlıyor diyebiliriz.
Özellikle belli işte kuşaklara baktığınızda herkesin elindeki şu bilgisayar adına telefon diyelim, başka bir şey diyelim ne için kullanılıyor? Haberlere bakmak için Tiktok, Instagram video kullanmak için ama bir de gerçek hayat var. Bir yerden bir yere gitmek istiyorsanız ve ulaşımınızı havayoluyla yapacaksanız buradan rezervasyonunuzu yapıyorsunuz. Artık, check-in’iniz bile mobil olarak telefonunuza geliyor. Uçuşunuzu, – evladınızı bir yere gönderdiniz- flight radardan takip ediyorsunuz. Bunlar nasıl çalışıyor? Facebook, Instagram vs. çok büyük büyük binaların içinde kesintiye uğramayacak şekilde yedeklenmiş sistem altyapılarıyla çalışıyor. Gerçek dünyaya bakalım yani hayal dünyasına ya da görsel dünyadan çıkıp gerçek dünyaya baktığımızda bunlar da benzer altyapılarda çalışıyor.
2030’a kadar dijitalleşme tamamlanacak!
2030’a kadar bütün bu dünyanın ekonomik altyapısı büyük ölçüde dijital ortamlarda dönmeye devam edecek. Servisler, ürünler dijital olarak satılacak, tüketilecek, alınacak. Dolayısıyla havayolları da bundan ari değil. Havayolları, yer hizmetleri, havaalanları da böyle. Yani düşünsenize şimdi Apple yeni gözlüğünü çıkardı zaten o var aslında 10 yıldır 15 senedir var. Bu gözlükler yarın öbür gün göz cebimizde taşıdığımız bir şeylerle yönetecekler. Yani belki bir noktada havaalanlarına girerken üstümüzü başımızı çıkarıp soyunmak şöyle dursun, çıkarıp kimlik bile göstermek gerekmeyecek. Bizi üstümüzdeki bir şeyle tanıyacak havaalanları, yer hizmetleri vs. Bugün yer hizmetleri; bagajımızın nerede olduğunu ya da ne kadar sürede bize geleceğini belki söyleyemiyor ama yarın söyleyecekler. Air tag’ler var, takıyorsunuz, bagajınızı takip ediyorsunuz mesela yarın takmanıza da gerek kalmayacak. Onlar early bird’ler. Yarın öbür gün bunlar doğal servisler haline gelecek, işte bu doğa servislerin çalışabilirliğini sağlamak da bizim işimiz.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.